Germany
BELAGERN : German Turkish
kuşatmak, muhasara etmek¡
BELAGERUNG : German Turkish
[die] kuşatma, muhasara¡
BELAGERUNGSZUSTAND : German Turkish
[der] sıkıyönetim¡
BELANG : German Turkish
[der] önem, ehemmiyet
BELANGE : German Turkish
çıkarlar, menfaatler¡
BELANGEN : German Turkish
dava etmek¡
BELANGLOS : German Turkish
önemsiz, ehemmiyetsiz¡
BELANGLOSIGKEIT : German Turkish
[die] önemsizlik, ehemmiyetsizlik¡
BELASSEN : German Turkish
ırakmak, değiştirmemek¡
BELASTEN : German Turkish
" yüklemek; sıkıntı vermek, endişeye boğmak; borçlandırmak; suçlamak"
BELASTEND : German Turkish
suçlayıcı¡
BELASTUNG : German Turkish
" [die] yük; ağırlık; borç; suçlayıcı kanıt¡"
BELASTUNGSPROBE : German Turkish
[die] sağlamlık testi, kapasite testi¡
BELASTUNGSZEUGE : German Turkish
[der] amme şahidi¡
BELAUSCHEN : German Turkish
gizlice dinlemek¡
BELEBT : German Turkish
(cadde) işlek, kalabalık, hareketli¡
BELEG : German Turkish
" [der] alındı, makbuz; kanıt, delil; örnek, misal¡"
BELEGEN : German Turkish
" örtmek, kaplamak; rezerve etmek, ayırtmak; (derse) kaydolmak; kanıtlamak, belgelemek; bombalamak¡"
BELEGSCHAFT : German Turkish
[die] personel, kadro¡
BELEGT : German Turkish
" (yer) tutulmuş; (telefon) meşgul; (dil) paslı; (ses) kısık, boğuk"
BELEGTES BRÖTCHEN : German Turkish
sandviç¡
BELEHREN : German Turkish
" öğretmek; aydınlatmak, bilgi vermek"
BELEHRUNG : German Turkish
" [die] öğretim; talimat¡"
BELEIBT : German Turkish
şişman, iriyarı, duba gibi¡
BELEIBTHEIT : German Turkish
[die] şişmanlık, iriyarılık¡
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani