Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
EINBEHALTEN : German Turkish

alıkoymak

EINBERUFEN : German Turkish

" toplantıya çağırmak; silah altına çağırmak"

EINBERUFUNG : German Turkish

" [die] toplantıya çağırı, celpname; askere davet"

EINBETTEN : German Turkish

yatırmak, yerleştirmek

EINBETTZIMMER : German Turkish

[das] tek yataklı oda

EINBEZIEHEN : German Turkish

içine almak, dahil etmek

EINBIEGEN : German Turkish

sapmak, kıvrılmak

EINBILDUNG : German Turkish

" [die] tahayyül, düşleme, imgeleme; gurur, kurum"

EINBILDUNGSKRAFT : German Turkish

[die] imgelem, hayal gücü, muhayyile

EINBINDEN : German Turkish

ciltlemek, kaplamak

EINBLEUEN : German Turkish

kafasına sokmak, beynine işlemek

EINBLICK : German Turkish

[der] vukuf, bilgi, bilme

EINBRECHEN : German Turkish

" zorla girmek, hırsızlık için girmek; istila etmek; (gece, kış) olmak, bastırmak, çatmak; çökmek"

EINBRECHER : German Turkish

[der] ev hırsızı

EINBRINGEN : German Turkish

" içeri getirmek, sokmak; kâr getirmek; beraberinde getirmek"

EINBRUCH : German Turkish

" [der] ev soyma, hırsızlık; istila; (kış) bastırma; çökertme, gedik açma"

EINBRUCH DER NACHT : German Turkish

karanlık basması

EINBRUCHSSICHER : German Turkish

hırsızlığa karşı emniyete alınmış

EINBUßE : German Turkish

[die] kayıp, zarar

EINBÄNDIG : German Turkish

tek ciltli

EINBÜRGERN : German Turkish

vatandaşlığa almak

EINBÜRGERUNG : German Turkish

[die] vatandaşlığa kabul

EINBÜßEN : German Turkish

kaybetmek, zarara girmek, hasara uğramak

EINCREMEN : German Turkish

merhem sürmek

EINDEUTIG : German Turkish

" tek anlamlı; açık, sarih"