Germany
ERBKAISERTUM : German Turkish
n irst imparatorluk 2krank irst bir hastali^i olan
krankheit / irst hastalik
ERBLASSEN : German Turkish
eti benzi ucmak; yüzü kägit gibi olm.; bozar-mak, sararmak
ERBLASSERIN : German Turkish
) m vasi; jur. muris (od. müverris), miras birakan, kalitbirakan
ERBLEICHEN : German Turkish
s. erblassen
ERBLICH : German Turkish
irst, kalitsal;
er Adel Irst asalet 2kett / irslyet
ERBLICKEN : German Turkish
l. görmek, müsahede etm.
(in et.) telakki etm., saymak; das Licht der Welt ^ dünyaya gelmek; dog-mak
ERBLINDEN : German Turkish
körlenmek, körlesmek; gözü agarmak
ERBLÜHEN : German Turkish
s. aufblühen
ERBMASSE : German Turkish
l. jur. tereke; mirasin tutan
biol. irst isti-datlann mecmuu
monarchie / irst monarsi
onkel m mirasma konulacagi ümit edilen amca (dayi, eniste)
ERBOSEN : German Turkish
fena halde öfkelendirmek; sich ^; erbost sein (über) bse, b-ne öfkelenmek, hiddetlenmek
ERBPACHT : German Turkish
irst häsilat ican
prinz m veliaht prens
ERBRECHEN : German Turkish
l. zoria acmak
(a. sich ^) med. kusmak, kayyetmek, istifrag etm. 2 n kay, kusma, istifrag; (übermäßig starkes) med. hiperemesis; Das habe ich bis zum-"-satt. Biktim artik
ERBRECHT : German Turkish
n l. (objektives) miras hukuku; kalit töresi
(subjektives) veraset (tevarüs, istihläf) hakki
ERBRINGEN : German Turkish
s. beibringen (1,2)
ERBROCHENE : German Turkish
n kusmuk; V: bögürtlen; tavus kuyrugu
ERBSCHAFT : German Turkish
miras, veraset, irs; durch ^ irsen; e-e ^ machen mirasa konmak; miras yemek
s.anfall m mirasin iktisabi
s.klage / miras sebebiyle istihkak davasi; kalit aranci (od. dileml)
s.masse / mirasin tutan; tereke
s.richterm fr. kassam
s.steuer / veraset (od. intikal) vergisi
ERBSCHEIN : German Turkish
m veraset senedi
schleicher(ln f) m hile ile miras yemege calisan kimse; miras kaciran
ERBSE : German Turkish
fbot. l. bezelye
(Kicher2) nohut
ERBSENBRE : German Turkish
) m bezelye ezmesi 2farblg nohudi; bezelye renginde olan
stroh n kuru bezelye fidanlan
stein m min. pizolit, aragonit
suppe / bezelye corbasi
ERBSTREIT : German Turkish
m miras davasi •stück n eviädiyelik
sünde/rd. yaradilistan günaha düskünlük
ERBSWURST : German Turkish
sucuk seklinde komprime bezelye unu
ERBTANTE : German Turkish
mirasma konulacagi ümit edilen hala (teyze, yenge)
teil m, n miras hissesi; (nach ist. Recht) fariza
teilung/terekenin taksimi
übel n ananevt maraz
Übergang m mirasin intikali; kalitm gecisi ~unwürdig mirasa liyakatsiz; mirastan mahrum
unwürdigkeit / mirasa liyakatsizlik; mirastan mahrumiyet; kalittan yoksun-luk
vertrag m miras mukavelesi; kalit sözlesmesi
Verzicht m mirastan feragat; kalittan vazge^me ~würdig { sarmak
(in sich schließen) dahil bulundurmak; cami olm., kapsamak, tazammun etm., bse samil olm.
(erreichen) bir yere yetismek, ulasmak, varmak
(eintragen) tescii etm., kaydetmek
(mit et.) b-ni bse tabi tutmak
ERBÄRMLICH : German Turkish
l. s. erbarmenswert
(Verhalten) cok fena; men-fur
(gemein) alcak, den!
(jämmerlich) (P.) miskin, pisink, densiz; asagi adam; künyesi bozuk; kuskunu düsük; seril sefil; V: tinyoloz
(miserabel) (S.) ele almmaz; kavaf isi; e^ri bü^rü; köpek bile yemez; V: kitipiyos, kirtipil
(herabgekommen) sefil, pejmürde
ERBÖTIG : German Turkish
(bsi yapmaga) hazir, amade, müheyya
ERD : German Turkish
dünya veya karayla ilgili veya onlara ait; karadan meydana gelen; arza ait, dünyevi; karada yaşayan; karasal; (i.) dünyada var olan şey.bknz... Erde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani