Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
FERN : German Turkish

uzak, ırak; Bosheit liegt ihm völlig ^. Kötülük, o adamdan cok uzaktir. der °e Osten Şarki Aksa; Aksayi §ark; Uzak §ark (od. Dogu); in
er Zukunft uzak bir gelecekte; von ^ uzaktan; F: alargadan; Das sei ^ von mir! Häsa! Allah saklasın!

FERNAB : German Turkish

uzaklarda; pek uzakta

FERNAMT : German Turkish

n sehirlerarasi telefon santrali

FERNASSIMILATION : German Turkish

f ling. uzak benzesme

FERNAUFKLÄRER : German Turkish

m mil. uzun menzilli kesif ucagi

FERNAUFNAHME : German Turkish

f telefotograf

FERNAUSSCHALTER : German Turkish

m teleenterüptör

FERNBEBEN : German Turkish

n uzakta vukua gelen deprem

FERNBEDIENT : German Turkish

s. Ferngelenkt

FERNBEDIENUNG : German Turkish

telekomant

FERNBLEIBEN : German Turkish

l. gelmemek, gitmemek; uzak kalmak
(der Schule) mektebi asmak (F); Möge es (das Unglück) uns ^ ! Daglara taslara!

FERNDISSIMILATION : German Turkish

f lirig, uzak benzesmeziik

FERNE : German Turkish

f uzaklik; aus der ~ uzaktan; in der ~ l. uzakta
(fern der Heimat) gurbette

FERNEMPFANG : German Turkish

m (Radio) uzak mesafeli alış

FERNER : German Turkish

l. bundan baska; aynca; fazia olarak; bir de
bundan sonra; ileride

FERNERHIN : German Turkish

istikbalde, ileride

FERNFAHRER : German Turkish

m uzak seferler yapan kamyoncu

FERNFAHRT : German Turkish

f l. (mit Fernlaster) uzak mesafelere gidis
(Sport) mukavemet kosusu

FERNGELENKT : German Turkish

telekomande, telekomantli, güdümlü, pilotsuz

FERNGESCHÜTZ : German Turkish

n uzun menzilli top

FERNGESPRÄCH : German Turkish

n l. telefon muhaveresi
spez. uzun mesafeli telefon muhaveresi

FERNGESTEUERT : German Turkish

s. ferngelenkt

FERNGLAS : German Turkish

n cifte dürbün

FERNHALTEN : German Turkish

l. alargada birakmak (od. tutmak); yanasmasina müsaade etmemek
(Gefahr) önünü almak; sich ~ l. k-ni uzak(-ta) tutmak
acik (od. alare;a) durmak; bsi yapmaktan geri durmak, cekinmek, ictinap etm

FERNHER : German Turkish

: von ^ uzaktan