Germany
KOMA : German Turkish
n med. koma
KOMBATTANT : German Turkish
m muharip
KOMBINAT : German Turkish
n kombina
Ion / l. terkip
(Schutzanzug, Hemdhose, Kombinationsspiel) kombinezon •ions.gabe / terkip kabiliyeti
ions.spiel n (Sport): gutes ^ derli toplu oyun
KOMBINIEREN : German Turkish
kombine etm.
t kombine, birlesik
KOMBIWAGEN : German Turkish
m steysin vagon
KOMBÜSE : German Turkish
f naut. gemi mutfa^i; kuzina, kucina
iLhelterm naut. kamaraci
KOMET : German Turkish
m kuyrukluyildiz; zuzenep
KOMFORT : German Turkish
m konfor ^abel konforlu
KOMIK : German Turkish
l, komiklik, karagözlük
isin garibi
er m kome-dyaci, komedyen.komik
KOMINFORM : German Turkish
n pol. Kominform
iemfpol. (bis 1947) Komintern
KOMISCH : German Turkish
garip, tuhaf, komik, orijinal, antika, paskai, gül-dürücü; hum. müzelik; Was ist denn darart so ^? Bunda gülecek ne var? als ^ empfinden garipsemek; Das ist wohl ^! ölüyü güldürüi! Das kommt mir ^ vor. Ondan süpheleniyorum. Mir wird so ~. F Kinkligim var.
€ Oper operakomik; gülünclü opera
KOMITADSCHI : German Turkish
m komitaci, ceteci
KOMITEE : German Turkish
n komite, kurul, encümen
KOMMA : German Turkish
n gr. virgül
bazillus m med. kolera mikrobu; koma basili
KOMMANDANT : German Turkish
m l. komutan, kumandan, amir
(e-s Schiffes) kaptan, süvari
(bei den Pfadfindern) basbug
antur/komutanlik, kumandanlik, amirlik
eur m s.
ant. 2ieren l. (befehlen) emir vermek, emretmek
(befehligen) kumanda (od. komuta) etm.
(detachieren) ayir-mak; husus? bir vazife ile bir yere göndermek; Ich lasse mich von dir nicht ~. Sen benim kähyam misin? °ierend: er General kor komutam; korgeneral
it.gesellschart / komandit sirket
itist m komanditer
KOMMANDEUR : German Turkish
m mil. korgeneral, fr. bir-in^i ferik
KOMMANDO : German Turkish
n mil. l. (Befehl) emir, komut, kumanda
(Oberbefehl) komutanlik, kumandanlik
(Abteilung) akmci müfrezesi; komando
(Abkommandierung) baska yerde muvakkat hizmet
(General) umumi karargäh; das ~ führen (über) bse, b-ne kumanda etm. "brücke / naut. kaptan köprüsü •spräche / komuta ifadesi
stab m l. maresa! asasi
(Eisenbahn) isaret paleti
(Behörde) komuta heyet i
ton m (grober) hortzort
türm m naut. kaptan k u I es i
KOMMEN : German Turkish
l. (konusana dogru) gelmek
(gelangen) boyia-mak, varmak, ulasmak
(an-) vasil olm.
(sich ereignen) vukua gelmek
(zustoßen) basma cikmak
(um et.) iceri olm. (öd. blinden girmek); bsden olm.; bs elden cikmak; b^i kayöetmek
(von) a) ling. türemek b) (kausal) b§den ileri gemek
(an et.) bse ilismek
(auf et.) a) (finden) bsi bulmak b) (auf jeden einzelnen) adam basma düsmek c) (plötzlicher Einfall) akhna esmek
(nach j-m) b-ne cekmek; ^ lassen l. (P.) (yanma) ca^irmak, getirtmek; ayağına davet etm.
(S.) siparis etm.; nichts ^ lassen (auf)^. b-nin, bsin üzerine toz kondurmamak; gegangen (gelaufen) ^ yaya (kosarak) gelmek; Wollen Sie nicht einmal zu uns ^? Bize buyurmaz misimz? aber wie es so kommt fakat gelin görün; Es komme, wie es wolle! Ya herrü ya merrü! ölüm Allahın emri. Manchmal kommt es eben so. Bazen öyle düser. Alles kommt, wie es ^ muß. İş olacağına varır. Olacak olur. Akacak kan damarda durmaz. Spr.\\ Wie kommt es, daß die Tür offensteht? Nasil oluyor da kapi acik duruyor? Er wird schon sehen, wieweit er kommt, fig. Ne hali varsa görsün! Soweit soll man es nicht — lassen. İsi o hale vardirmamali. Es ist so gekommen, wie ich vorausgesagt habe. Dedigim cikti. Was immer auch kommen mag
.. Yerle gök bir olsa
; Die Jahre ~ und gehen. Yillar gelip geciyor. Kommt Zeit, kommt Rat. Spr. Vakit gecer, sular durulur. Spr.;Zaman insana her seyi ögretir
KOMMEN (2) : German Turkish
Spr. Güter Rat kommt über Nacht. Gün dogmadan (mesimei septen) neler dogar. Spr.; plötzlich^ (Gedanke) icine doğmak; et. ^ sehen fig. evvelden sezmek; Ich kam mit der Hand an den heißen Ofen. Elim sobaya yapisti. Ich bin wohl mit dem Ärmel an die Wand gekommen. Kolumu duvara vurmusum. Ich komme im Augenblick nicht auf den Namen. Adi dilimin ucunda bir türlü ckmak bilmiyor. Wie kommst du nur darauf? Bu, sana nereden esti? Auf e-n Jungen ~ zwei Äpfel, (bei e-r Verteilung) Beher cocugun hissesine ikiser elma düser. auf soundsoviel ^ (sich belaufen) şu kadara baliğ olm.; hinter et. ^ l. bsin sirnna varmak
(allmählich) bsin kokusunu almak; bsi sezin-lemek; Wohin soll es nur mit dir ~ (seil. wenn du so weitermachst)? Senin haiin neye varacak? Von nichts kommt nichts. Spr. Rüzgär esmeyince yaprak kimildamaz. Spr. Ate$ olmayan yerden duman cikmaz. Spr.; Das kommt davon, (wenn man...); F (... ederse) iste böyle olur; Gördün mü ya? zu et. — bsi elde etm.; wieder zu sich ~ ayilmak; k-ni bulmak; canlanmak; Es kam zu e-r Verständigung. Bir anlasmaya varildi. Es kam schließlich zu e-r Schlägerei. İş, dövüsmeye kadar vardi. Wie kommt er nur dazu? (drohend) Buna nasil cesaret ediyor? Wie sind Sie zu diesem Wagen gekommen? Bu araba size nereden esti? nicht zu et. — vakit bulamamak; başını kasimaga bile vakti olmamak
KOMMEND : German Turkish
gelecek, müstakbel;
e Woche gelecek hafta; Er ist der
e Mann. 0, yannin adamidsr
KOMMENSALISMUS : German Turkish
m biol. ortakcihk
KOMMENSURABEL : German Turkish
(Zahl) ortak ölcülür; müsterekülmikyas
KOMMENT : German Turkish
m (in Studentenverbindung) örfüädet
KOMMENTAR : German Turkish
m tefsir, yorum, serh, komanter, acimlama; ~ überßüssigl Acimlamaga ne hacet?
ator m tefsirci, müfessir, sarih 2ieren tefsir (od. serh) etm.; acimlamak, yorumlamak °\\eri serhii, hasiyeli
KOMMERS : German Turkish
m (e-r Studentenverbindung) icki ziyafeti
buch n (üniversitelilerin) sarki kitabi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani