Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KILÇIKSIZ : Turkish Turkish

kılçığı olmayan

KİLDEN : Turkish Turkish

akır, çinko, tunç ya da topraktan yapılmış tek kulplu su kabı

KILDIRILMAK : Turkish Turkish

kılmak eylemi yaptırılmak

KILDIRIŞ : Turkish Turkish

kıldırmak eylemi ya da biçimi

KILDIRMA : Turkish Turkish

kıldırmak eylemi

KILDIRMAK : Turkish Turkish

kılmak eylemini yaptırmak

KILDIRMAK : Turkish Turkish

namaz kılınmasını sağlamak

KİLE : Turkish Turkish

genellikle tahıl ölçmede kullanılan bir ölçek

KİLER : Turkish Turkish

yiyecek, içecek ve erzağın saklandığı oda, ambar ya da dolap

KİLER : Turkish Turkish

(tahıl) ambarı

KİLERCİ : Turkish Turkish

saraylarda, büyük konaklarda kiler işlerini yöneten kimse

KİLERMENİ : Turkish Turkish

eczacılıkta kullanılmış olan kırmızı renkli kil

KILGI : Turkish Turkish

ir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından, uygulama alanına geçirip gerçekleştirme eylemi, uygulama, °tatbik, °ameliye, °pratik

KILGILI : Turkish Turkish

eyleme ilişkin olan, yalnız düşünce alanında kalmayıp eyleme dönüşen, uygulamalı, °ameli, °tatbiki, °pratik, "kuramsal" karşıtı

KILGILI : Turkish Turkish

ereğe uygun, kullanışlı; gerçeklere uygun

KILGIN : Turkish Turkish

kılgı durumuna geçirilebilen, °ameli, °pratik

KILGISAL : Turkish Turkish

kılgılı, uygulamalı, °pratik

KILI KIPIRDAMAMAK : Turkish Turkish

durum ve davranışını değiştirmemek, aldırış etmemek, umursamamak

KILI KIRK YARMAK : Turkish Turkish

titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak

KILIBIK : Turkish Turkish

karısının baskısı altında bulunan (erkek), "kazak" karşıtı

KILIBIKLAŞMA : Turkish Turkish

kılıbıklaşmak eylemi

KILIBIKLAŞMAK : Turkish Turkish

kılıbık duruma gelmek

KILIBIKLIK : Turkish Turkish

kılıbık olma durumu

KILIBIKLIK ETMEK : Turkish Turkish

kılıbığa uygun davranışlarda bulunmak

KILIÇ : Turkish Turkish

uzun, düz ya da eğri, ucu sivri, bir ya da her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, kesici silah: dedesinin değerli kılıcını duvara astı