Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KILIKLI KIYAFETLİ : Turkish Turkish

iyi giyinmiş

KILIKSIZ : Turkish Turkish

giyimi düzgün olmayan; °sünepe, °süfli

KILIKSIZLAŞMA : Turkish Turkish

kılıksızlaşmak eylemi

KILIKSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

kılıksız duruma gelmek

KILIKSIZLIK : Turkish Turkish

kılıksız olma durumu

KILIKTAN KILIKA GİRMEK : Turkish Turkish

giysi değiştirmek

KILIKTAN KILIKA GİRMEK : Turkish Turkish

sık sık düşünce değiştirmek

KİLİM : Turkish Turkish

döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, havsız, kalın, kıl ya da yün dokuma

KİLİMCİ : Turkish Turkish

kilim dokuyan ya da satan kimse

KİLİMCİLİK : Turkish Turkish

kilim dokuma ya da satma işi

KILINI BİLE KIPIRDATMAMAK ( YA DA OYNATMAMAK) : Turkish Turkish

ir olay karşısında ilgisiz kalmak, en küçük bir tepki göstermemek

KILINIŞ : Turkish Turkish

kılınmak eylemi ya da biçimi

KILINMA : Turkish Turkish

kılınmak eylemi

KILINMAK : Turkish Turkish

kılmak eylemi yapılmak

KILIR : Turkish Turkish

maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (ammi visnaga)

KILIŞ : Turkish Turkish

kılmak eylemi ya da biçimi

KİLİSE : Turkish Turkish

hıristiyan tapınağı

KİLİSE : Turkish Turkish

hıristiyan mezheplerinden her biri

KİLİSE : Turkish Turkish

hıristiyanlıkla ilgili dinsel örgüt

KİLİSE : Turkish Turkish

hıristiyanlığın öğretilmesi, dinsel işlerin yönetimi vb. ile ilgili papa ve piskoposlar topluluğu

KİLİSE DİREĞİ GİBİ : Turkish Turkish

çok kalın (ense)

KİLİT : Turkish Turkish

anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan, kimi zaman elektronik de olabilen kapatma aygıtı

KİLİT : Turkish Turkish

ir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka

KİLİT : Turkish Turkish

atların alnından altçenesine uzanan beyazlık

KİLİT : Turkish Turkish

tekerleğin dingil çivisi