Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİLİTTAŞI : Turkish Turkish

kaburgalı, sivri, apraz tonozda kaburgaların kesiştiği dolu ya da boş çıkıntılı yer

KİLİZ : Turkish Turkish

hasırotu, saz, kamış, kofa

KİLİZBALIĞI, -NI : Turkish Turkish

sazangillerden bir balık türü (tinca tinca)

KİLİZMAN : Turkish Turkish

sazlık, kamışlık

KILKAPAN : Turkish Turkish

kehribar

KILKUYRUK : Turkish Turkish

ördekgillerden, uzunluğu
65 cm. kuyruğu sivri, tüyleri ak ve yeşil karışık, gagası, ayakları mavi bir kuş türü (anas acuta)

KILKUYRUK : Turkish Turkish

züğürt ve kılıksız

KILKUYRUKGİLLER : Turkish Turkish

kuşak gibi uzun bedenli, pulsuz kemikli balık familyası, kılkuyruklar

KILKUYRUKLAR : Turkish Turkish

kılkuyrukgiller

KILKUYRUKLUK : Turkish Turkish

kılkuyruk olma durumu

KILLANMA : Turkish Turkish

kıllanmak eylemi

KILLANMAK : Turkish Turkish

kılları çıkmak

KILLANMAK : Turkish Turkish

ıyığı, sakalı çıkmak

KİLLEME : Turkish Turkish

killemek eylemi

KİLLEMEK : Turkish Turkish

kirli çamaşırları kil kullanarak tokaçla yıkamak

KİLLİ : Turkish Turkish

ıçinde kil bulunan

KILLI : Turkish Turkish

kılı olan, kılla kaplı

KILLIKARANFİL : Turkish Turkish

hüsnüyusuf

KILLILIK : Turkish Turkish

kıllı olma durumu

KILMA : Turkish Turkish

kılmak eylemi

KILMAK, -AR : Turkish Turkish

"etmek", "yapmak" anlamında yardımcı eylem olarak kullanılır

KILMAK, -AR : Turkish Turkish

(namaz için) yerine getirmek

KİLO- : Turkish Turkish

önüne getirildiği birimi binle çarpan önek

KİLO- : Turkish Turkish

kilogram birleşik sözcüğünün kısa biçimi

KİLO ALMAK : Turkish Turkish

eslenerek vücudun ağırlığı artmak, şişmanlamak