Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİLİT ALTINA ALMAK : Turkish Turkish

ir şeyi kilitli bir yere koyarak saklamak

KİLİT DİLİ : Turkish Turkish

kilidin anahtarla sürülen parçası

KİLİT GİBİ OLMAK : Turkish Turkish

irbirine çok bağlı ve dayanışmalı olmak

KİLİT KÜREK OLMAK : Turkish Turkish

(bir yeri) korumak o yerin güvenilir, sağlam adamı olmak

KİLİT NOKTASI (YERİ YA DA MEVKİİ) : Turkish Turkish

ütün işlerin bağlı olduğu önemli nokta, orun ya da yer

KİLİTİ KÜREĞİ OLMAMAK : Turkish Turkish

(her şeyi) açıkta bulunmak, kilitli yere saklanmamış olmak

KİLİTLEME : Turkish Turkish

kilitlemek eylemi

KİLİTLEMEK : Turkish Turkish

anahtarla kilidi kapamak

KİLİTLEMEK : Turkish Turkish

ir nesne ya da bir kimseyi kilitli bir yere kapamak

KİLİTLEMEK : Turkish Turkish

(karşılıklı çıkıntı ve girintileri olan şeyleri) birbirine geçirmek, kenetlemek

KİLİTLEMEK : Turkish Turkish

sıkıca tutmak

KİLİTLENİŞ : Turkish Turkish

kilitleme eylemi ya da biçimi

KİLİTLENME : Turkish Turkish

kilitlenmek eylemi

KİLİTLENMEK : Turkish Turkish

kilitlemek eylemi yapılmak

KİLİTLENMEK : Turkish Turkish

ışlemez, çalışmaz duruma gelmek

KİLİTLENMEK : Turkish Turkish

fiziksel, ruhsal vb. nedenlerle hareket edemez, kıpırdayamaz duruma gelmek

KİLİTLETMEK : Turkish Turkish

kilitlemek eylemini yaptırmak

KİLİTLEYİCİ : Turkish Turkish

kilitleme işlevi gören

KİLİTLİ : Turkish Turkish

kilidi olan

KİLİTLİ : Turkish Turkish

kilitlenmiş

KİLİTLİ TORBA : Turkish Turkish

uzdolabında yiyecekleri korumaya yarayan ağzı kilitli torba

KİLİTSİZ : Turkish Turkish

kilidi olmayan

KİLİTSİZ : Turkish Turkish

kilitlenmemiş

KİLİTSİZ KÜREKSİZ : Turkish Turkish

açık, kilitlenmemiş

KİLİTTAŞI : Turkish Turkish

ir kemerin, tonozun tepe noktasına yerleştirilen taş