Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIRIP DÖKMEK : Turkish Turkish

dikkatsizlik ya da öfkeyle birçok şeyin kırılmasına neden olmak

KIRIP GEÇİRMEK : Turkish Turkish

yakıp yıkarak, öldürerek, baskı ya da etki yaparak büyük zarar vermek

KIRIP GEÇİRMEK : Turkish Turkish

çok sert davranarak darıltmak

KIRIP GEÇİRMEK : Turkish Turkish

tuhaf söz ve davranışlarıyla herkesi katıla katıla güldürmek

KIRIP GEÇİRMEK : Turkish Turkish

hayran etmek

KIRIP SARMAK : Turkish Turkish

ir şeyi yapmak için, güçlükle her türlü olanaktan yararlanmak

KİRİŞ : Turkish Turkish

kimi telli müzik araçlarında kullanılan, hayvan bağırsaklarından yapılan tel

KİRİŞ : Turkish Turkish

ok atılan yayın iki ucu arasındaki esnek bağ

KİRİŞ : Turkish Turkish

dört köşe kalın keresteden, demirden ya da betonarmeden yapılmış yatay destek parçası

KİRİŞ : Turkish Turkish

ir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru parçası

KİRİŞ : Turkish Turkish

kasların uçlarında bulunan, kasları kemiklere ve başka organlara bağlayan beyazımsı kordon

KIRIŞ : Turkish Turkish

kırmak eylemi ya da biçimi

KIRIŞ KIRIŞ : Turkish Turkish

kırışıkları olan, çok kırışık; kırışık bir biçimde

KİRİŞÇİ : Turkish Turkish

telli müzik araçları için kiriş yapan ya da satan kimse

KİRİŞHANE : Turkish Turkish

kirişin yapıldığı işlik

KİRİŞİ KIRMAK : Turkish Turkish

kaçıp gitmek

KIRIŞIK : Turkish Turkish

kırışmış olan

KIRIŞIK : Turkish Turkish

deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım

KIRIŞIK : Turkish Turkish

kırışmış yer, kırışıklık

KIRIŞIKLI : Turkish Turkish

kırışığı olan, düzgünlüğü bozulmuş, kırışık

KIRIŞIKLIK : Turkish Turkish

kırışık olma durumu

KIRIŞIKLIK : Turkish Turkish

kırışık olan yüzeyin durumu

KIRIŞIKLIK : Turkish Turkish

kırışmış olan yer, kırışık

KIRIŞIKSIZ : Turkish Turkish

kırışığı olmayan

KİRİŞLEME : Turkish Turkish

kirişlemek eylemi