Turkish
KIRIK : Turkish Turkish
ir şeyin kırılan yeri
KIRIK : Turkish Turkish
dövülerek irice parça durumuna getirilmiş şey
KIRIK : Turkish Turkish
tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
KIRIK : Turkish Turkish
kadının yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek
KIRIK : Turkish Turkish
kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, °fay
KIRIK ÇİZGİ : Turkish Turkish
ir ya da birkaç noktada doğrultu değiştiren çizgi
KIRIK DÖKÜK : Turkish Turkish
eski, sağlam olmayan, çürük, değersiz (şey)
KIRIK DÖKÜK : Turkish Turkish
düzgün olmayan, parça parça (söz)
KIRIKÇI : Turkish Turkish
kırık kemikleri ve çıkıkları tedavi eden kimse sınıkçı, çıkıkçı
KIRIKÇILIK : Turkish Turkish
kırıkçının işi
KIRIKKIRAK : Turkish Turkish
uzunca çubuk biçiminde gevrek bir peksimet
KIRIKLIK : Turkish Turkish
kırık olma durumu
KIRIKLIK : Turkish Turkish
vücutta duyulan ağrı, yorgunluk, rahatsızlık, kırgınlık
KIRIKLIK : Turkish Turkish
ısteksizlik, güceniklik, kırgınlık
KİRİL : Turkish Turkish
(slavcadan) yunan büyük harfi tipindeki slav abece ve yazısı
KIRILGAN : Turkish Turkish
kolay ve çabuk kırılan
KIRILGAN : Turkish Turkish
kolay ve çabuk gücenen
KIRILGANLAŞMA : Turkish Turkish
kırılgan duruma gelme
KIRILGANLAŞMAK : Turkish Turkish
kırılgan duruma gelmek
KIRILGANLIK : Turkish Turkish
kırılgan olma durumu
KIRILIP BÜKÜLMEK : Turkish Turkish
kırıtarak, kibarlığa özenerek konuşmak
KIRILIP DÖKÜLMEK 1) : Turkish Turkish
kibar görünmeye çalışmak
KIRILIP DÖKÜLMEK 1) : Turkish Turkish
çok eskimek
KIRILIP DÖKÜLMEK 1) : Turkish Turkish
kırıklık duymak
KIRILIŞ : Turkish Turkish
kırılmak eylemi ya da biçimi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani