Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIRDIRMA : Turkish Turkish

kırdırmak eylemi

KIRDIRMAK : Turkish Turkish

kırmak eylemini yaptırmak: böbrek taşlarını kırdırarak düşürmüş

KIRDIRMAK : Turkish Turkish

düşük fiyat verdirmek

KIRDIRMAK : Turkish Turkish

ir bonoyu süresi gelmeden düşük fiyatla satmak ya da devretmek

KIRDIRTMA : Turkish Turkish

kırdırtmak eylemi

KIRDIRTMAK : Turkish Turkish

kırdırmak eylemini yaptırmak

KIRDIRTMAK : Turkish Turkish

düşük fiyat verdirtmek

KIRDIRTMAK : Turkish Turkish

ticari bir senedi, süresi gelmeden düşük fiyatla birine devretmek ya da satmak

KİREÇ : Turkish Turkish

mermer, tebeşir, kireçtaşı, alçıtaşı gibi birçok taşın maddesini oluşturan kalsiyum oksit (cao)

KİREÇ : Turkish Turkish

kalsiyum hidroksit

KİREÇ GİBİ OLMAK : Turkish Turkish

yüzünde hiç renk kalmamak, rengi solmak

KİREÇ KUYUSU : Turkish Turkish

içinde kireç söndürülen geniş çukur

KİREÇ OCAĞI : Turkish Turkish

kireç yapmak için kireçtaşlarının yakıldığı fırın

KİREÇ SÖNDÜRMEK : Turkish Turkish

kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek

KİREÇ SUYU : Turkish Turkish

içinde erimiş bir durumda kireç bulunan su

KİREÇÇİ : Turkish Turkish

kireçtaşından kireç elde eden ya da satan kimse

KİREÇÇİL : Turkish Turkish

(bitki için) kireçli topraktan hoşlanan, kireçli toprakta yetişen, "kireçyeren" karşıtı

KİREÇKAYMAĞI, -NI : Turkish Turkish

kimi eşya ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırları ağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda, toz ya da sulandırılmış kireç klorürü

KİREÇLEME : Turkish Turkish

kireçlemek eylemi

KİREÇLEMEK : Turkish Turkish

kireç katmak ya da kireç sürmek

KİREÇLEMEK : Turkish Turkish

kireç kullanarak badana yapmak

KİREÇLENME : Turkish Turkish

kireçlenmek eylemi

KİREÇLENME : Turkish Turkish

organik dokuların içinde kireç birikmesi durumu

KİREÇLENMEK : Turkish Turkish

kireç dökülmek ya da saçılmak

KİREÇLENMEK : Turkish Turkish

kireç sürülmek