Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİREÇLENMEK : Turkish Turkish

kireç bulaşmak

KİREÇLENMEK : Turkish Turkish

itkilerin göze zarlarında kalsiyum karbonat ve kalsiyum oksalat gibi kalsiyum tuzları toplanmak

KİREÇLENMEK : Turkish Turkish

(kalsiyum tuzları için) organik dokularda, dokunun görevine engel olacak derecede birikmek

KİREÇLEŞME : Turkish Turkish

kireçleşmek eylemi, kireçlenme

KİREÇLEŞMEK : Turkish Turkish

kireç durumuna gelmek, kireçlenmek, kalkerleşmek

KİREÇLETME : Turkish Turkish

kireçletmek eylemi

KİREÇLETMEK : Turkish Turkish

kireçlemek eylemini yaptırmak

KİREÇLİ : Turkish Turkish

ileşiminde kireç olan ya da kireci çok olan

KİREÇLİ : Turkish Turkish

kirece sürülmüş, kireç bulaşmış

KİREÇLİK : Turkish Turkish

kireç konan yer

KİREÇLİK : Turkish Turkish

kireci çok olan

KİREÇPERDE : Turkish Turkish

ir mağaranın yan duvarlarını kaplayan taşlaşmış kireç

KİREÇSİLEMEK : Turkish Turkish

isı yardımıyla kirece çevirmek

KİREÇSİLEMEK : Turkish Turkish

yüksek ısıyla kurutmak

KİREÇSİZ : Turkish Turkish

ileşiminde kireç olmayan ya da çok az olan

KİREÇSİZ : Turkish Turkish

ileşiminde karbon tuzlarının oranı düşük olan (su)

KİREÇSİZLENME : Turkish Turkish

kayaçların içinde bulunan kalsiyum karbon tuzunun, sularla eritilerek alınması

KİREÇSİZLEŞTİRME : Turkish Turkish

kireçten arıtma

KİREÇSÜTÜ, -NÜ : Turkish Turkish

adana için hazırlanmış sulu kireç

KİREÇTAŞI, -NI : Turkish Turkish

kireç elde etmekte kullanılan, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç, °kalker

KİREÇYEREN : Turkish Turkish

(bitki için) kireçli topraktan hoşlanmayan, kireçli toprakta yetişmeyen, "kireççil" karşıtı

KİREMİT : Turkish Turkish

yapıların çatılarını örtmekte kullanılan pişmiş balçık gereç

KİREMİT AKTARMAK : Turkish Turkish

kırık kiremitleri kaldırarak yerlerine sağlamlarını koymak

KİREMİTÇİ : Turkish Turkish

kiremit yapan, satan ya da döşeyen kimse

KİREMİTÇİLİK : Turkish Turkish

kiremitçi olma durumu ya da kiremitçinin yaptığı iş