Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIRILMA : Turkish Turkish

kırılmak eylemi

KIRILMA : Turkish Turkish

yürürken salınma, nazlı yürüyüş

KIRILMA : Turkish Turkish

saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama (örneğin havadan cama) geçen bir ışının doğrultusunu değiştirmesi

KIRILMAK : Turkish Turkish

kırmak eylemine konu olmak, bir ya da birçok parçaya ayrılmak

KIRILMAK : Turkish Turkish

ükülerek kat yeri oluşturmak

KIRILMAK : Turkish Turkish

(savaş, bulaşıcı hastalık nedeniyle) çok sayıda insan ölmek

KIRILMAK : Turkish Turkish

(soğuk, rüzgâr vb. için) eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak

KIRILMAK : Turkish Turkish

(cesaret, umut, onur için) azalmak, yok olmak

KIRILMAK : Turkish Turkish

irine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek

KIRILMAK : Turkish Turkish

kırıklık, kırgınlık duymak

KIRILMAK : Turkish Turkish

ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak

KIRILMAK : Turkish Turkish

saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın doğrultu değiştirmek

KIRILMAZ : Turkish Turkish

kırılmaya dayanıklı

KIRIM : Turkish Turkish

savunmasız insanların ya da tutsakların toplu olarak öldürülmesi, °katliam

KIRIM : Turkish Turkish

hayvanların hastalık, soğuk gibi nedenlerle ölmesi

KIRIM KIRIM : Turkish Turkish

kırıtarak, kırıta kırıta

KIRINIM : Turkish Turkish

işık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı kimi engelleri dolanarak geçmesi olayı, °difraksiyon

KIRINIMÖLÇER : Turkish Turkish

x ışınları vb.'nin kırınım açılarının yeğinliğini ölçen aygıt

KIRINMAK : Turkish Turkish

yürürken salınmak

KIRINMAK : Turkish Turkish

oynamak, raksetmek

KIRINTI : Turkish Turkish

ir şeyden ayrılan küçük parça

KIRINTI : Turkish Turkish

küçük kalıntı

KIRINTI : Turkish Turkish

kurumak için kesilip yerde bırakılan odun

KIRINTI KÜLTE : Turkish Turkish

kırıntılardan oluşmuş külte

KIRINTILI : Turkish Turkish

kırıntısı olan, kırıntılardan oluşmuş