Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KİVİ : Turkish Turkish

tropikal bölgelerde yaşayan, c vitaminince zengin, armuda benzeyen meyvesiyle tanınan bitki

KİVİ : Turkish Turkish

kivigillerden, kanatları küt olduğu için uçamayan, bacakları güçlü, yeni zelanda'da yaşayan bir kuş (apteryx australis)

KİVİGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya

KIVIL : Turkish Turkish

kıvılcım

KIVIL KIVIL : Turkish Turkish

durmadan, harıl harıl

KIVIL KIVIL : Turkish Turkish

kaynaşma, canlılık

KIVILCIM : Turkish Turkish

yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, kıvıl, çıngı

KIVILCIM : Turkish Turkish

demir ve taş gibi maddelerin güçlü çarpışmasında sıçrayan ateş durumundaki küçük parça

KIVILCIM : Turkish Turkish

eyleme geçiren etken: hakem hatası, izleyicilerin taşkınlığına neden olan bir kıvılcım oldu

KIVILCIM : Turkish Turkish

güneş yüzeyinde görülen kesikli ışımalara verilen ad

KIVILCIMLAMA : Turkish Turkish

kıvılcımlamak eylemi

KIVILCIMLAMAK : Turkish Turkish

kıvılcımlanmasını sağlamak

KIVILCIMLANIŞ : Turkish Turkish

kıvılcımlanmak eylemi ya da biçimi

KIVILCIMLANMA : Turkish Turkish

kıvılcımlanmak eylemi

KIVILCIMLANMAK : Turkish Turkish

kıvılcım saçarak yanmak, kıvılcımlı duruma gelmek

KIVILCIMLANMAK : Turkish Turkish

(bir şey) ortaya çıkmak, başlamak

KIVILCIMLI : Turkish Turkish

kıvılcımı olan, kıvılcım saçan

KIVILCIMSIZ : Turkish Turkish

kıvılcımı olmayan, kıvılcım saçmayan

KIVIR ZIVIR : Turkish Turkish

önemsiz, değersiz, derme çatma

KIVIR ZIVIR : Turkish Turkish

önemsiz ayrıntı

KIVIR KIVIR : Turkish Turkish

çok kıvrımlı, dalgalı

KIVIRA KIVIRA : Turkish Turkish

kalçalarını iki yana sallayarak

KIVIRCIK : Turkish Turkish

küçük küçük kıvrımları olan

KIVIRCIK : Turkish Turkish

daha çok trakya ve marmara'da yetiştirilen, beyaz tüylü, ince kuyruklu bir tür koyun

KIVIRCIK : Turkish Turkish

u koyunun eti