Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIVRILMAK : Turkish Turkish

dönmek, sapmak

KIVRIM : Turkish Turkish

ir şeyin kıvrılan yeri, büklüm

KIVRIM : Turkish Turkish

kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası

KIVRIM KIVRIM : Turkish Turkish

kıvrımları olan, dalgalanmış bir yüzey ya da dalgalı bir çizgi biçiminde olan

KIVRIM KIVRIM KIVRANMAK : Turkish Turkish

çok acı çekerek kıvranmak

KIVRIM KIVRIM KIVRANMAK : Turkish Turkish

yalvarma ya da sıkıntı gibi bir nedenle çok kıvranmak

KIVRIMBAĞIRSAK : Turkish Turkish

ıncebağırsağın en uç kısmı

KIVRIMLANIŞ : Turkish Turkish

kıvrımlanmak eylemi ya da biçimi

KIVRIMLANMA : Turkish Turkish

kıvrımlanmak eylemi

KIVRIMLANMAK : Turkish Turkish

kıvrımlı duruma gelmek

KIVRIMLI : Turkish Turkish

kıvrımı olan

KIVRINTI : Turkish Turkish

kıvrım

KIVRINTI : Turkish Turkish

kıvrılan yer, dönemeç

KIVRIŞIK : Turkish Turkish

kıvırcık

KIVRIŞIK : Turkish Turkish

uruşuk, kırışık, eğri büğrü

KIVRIŞMAK : Turkish Turkish

ükülmek, buruşmak

KIYA : Turkish Turkish

adam öldürme suçu, °cinayet

KIYACI : Turkish Turkish

cinayet işleyen (kimse), °cani

KIYAFET BALOSU : Turkish Turkish

alışılmış giysilerin dışında her çeşit özel giysilerin giyildiği balo

KIYAFET DÜŞKÜNÜ : Turkish Turkish

kötü giyimli kimse

KIYAFET, -Tİ : Turkish Turkish

kılık, giyinme biçimi

KIYAFET, -Tİ : Turkish Turkish

esmi giysi

KIYAFETLİ : Turkish Turkish

herhangi bir kıyafette olan, kılıklı

KIYAFETNAME : Turkish Turkish

ir ülkenin ya da bir dönemin giyimlerini anlatan kitap

KIYAFETNAME : Turkish Turkish

yüze ya da dış görünüşe bakılarak ruhsal durumu anlama bilgisinden söz eden kitap