Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIYAFETSİZ : Turkish Turkish

kıyafeti düzgün olmayan, kılıksız

KIYAFETSİZLİK : Turkish Turkish

kıyafetsiz olma durumu, kılıksızlık

KIYAK : Turkish Turkish

kıyıcı, °zalim, °gaddar

KIYAK : Turkish Turkish

enzerlerinden üstün olan, çok güzel, °mükemmel

KIYAK : Turkish Turkish

güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli

KIYAK ÇEKMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

ayrıcalıklı iyilik yapmak

KIYAK KAÇMAK : Turkish Turkish

çok uygun düşmek, yakışık almak

KIYAKÇI : Turkish Turkish

gözü pek oyuncu, cesur kumarbaz

KIYAKLAŞMAK : Turkish Turkish

kıyak duruma gelmek

KIYAKLIK : Turkish Turkish

kıyak olma durumu

KIYAKLIK : Turkish Turkish

kıyakçıya uygun davranış

KIYAM : Turkish Turkish

ayağa kalkma, ayakta durma

KIYAM : Turkish Turkish

ir işe girişme, kalkışma, °teşebbüs etme

KIYAM : Turkish Turkish

ayaklanma, başkaldırma, karşı gelme

KIYAM : Turkish Turkish

ıslam inancına göre, ölümden sonra, yeniden dirilip ayağa kalkma

KIYAM : Turkish Turkish

(namazda) ayakta durma

KIYAMET ALAMETİ : Turkish Turkish

kıyametin kopacağını önceden gösteren belirtiler

KIYAMET ALAMETİ : Turkish Turkish

içinde yaşanılan zamanın durumunu beğenmeyenlerin kullandığı bir deyim

KIYAMET GİBİ ( YA DA KIYAMET KADAR) : Turkish Turkish

pek çok

KIYAMET GÜNÜ : Turkish Turkish

dünyanın yok olacağı, ölülerin dirilip ayağa kalkacağına inanılan gün

KIYAMET KOPMAK : Turkish Turkish

kıyamet günü gelmek

KIYAMET KOPMAK : Turkish Turkish

(bir yerde) çok gürültü ve telaş olmak

KIYAMET Mİ KOPAR? : Turkish Turkish

"ne olur, ne çıkar, ne önemi var" anlamlarında kullanılır

KIYAMET, -Tİ : Turkish Turkish

tektanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman

KIYAMET, -Tİ : Turkish Turkish

gürültülü karışıklık, gürültü, patırtı