Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIYTIRIK : Turkish Turkish

değersiz, bayağı, basit

KIYYE : Turkish Turkish

yaklaşık bin üç yüz gramlık ağırlık ölçüsü birimi, °okka

KIZ : Turkish Turkish

dişi çocuk

KIZ : Turkish Turkish

genç dişi

KIZ : Turkish Turkish

kızoğlan kız, erden, °bakire

KIZ : Turkish Turkish

dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır

KIZ : Turkish Turkish

ıskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt

KIZ : Turkish Turkish

kız arkadaş sevgili

KIZ : Turkish Turkish

dişi

KIZ : Turkish Turkish

(tamlamalarda) düğün ve evliliklerde geline ilişkin olanı belirtir

KIZ ALMAK : Turkish Turkish

ir ailenin kızını gelin olarak almak

KIZ GİBİ : Turkish Turkish

kıza benzeyen

KIZ GİBİ : Turkish Turkish

utangaç

KIZ GİBİ : Turkish Turkish

çok güzel ve yeni

KIZ İSTEMEK : Turkish Turkish

ir kızı evlenmek için ana ve babasından ya da yakınlarından istemek

KIZ KAÇIRMAK : Turkish Turkish

ir kızı kendinin ya da ailesinin rızası olmadan alıp götürmek

KIZ KARDEŞ : Turkish Turkish

ir kimsenin, kendinden küçük, kendisiyle yaşıt olan kadın ya da kız kardeşi. kendinden büyük olana abla denir

KIZ KİLİMİ : Turkish Turkish

göçebe kızların işledikleri süslü çeyizlik kilim

KIZ KIZAN : Turkish Turkish

çoluk çocuk, ev halkı

KIZ KURUSU : Turkish Turkish

evlenmemiş yaşlı kız

KIZ OĞLAN ( YA DA KIZ OĞLAN KIZ) : Turkish Turkish

erden, °bakire

KIZ VERMEK : Turkish Turkish

kızı gelin etmek

KIZAK : Turkish Turkish

kar ya da buz üzerinde kaydırılan tekerleksiz taşıt

KIZAK : Turkish Turkish

üzerinde gemi yapılan, onarılan ya da gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

KIZAK : Turkish Turkish

ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça