Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖKÜNE KİBRİT SUYU DÖKMEK ( YA DA KÖKÜNÜ KURUTMAK) : Turkish Turkish

ir daha ortaya çıkamayacak biçimde yok etmek

KÖKÜNÜ KAZIMAK : Turkish Turkish

ir daha üreyemez duruma getirmek, hiçbir kalıntısını bırakmamak, yok etmek

KOKUÖLÇER : Turkish Turkish

gazın kokusunu ölçmeye yarayan aygıt, °odorimetre

KOKUÖLÇÜM : Turkish Turkish

kokulu bir karışımın koku düzeyini ölçme, °odorimetri

KOKUOTU : Turkish Turkish

yalın bir sap üzerinde kat kat dizilmiş düz yapraklı, gevşek başaklar biçiminde toplu çiçekli, çayır ve ormanlarda yetişen kokulu ot

KOKUŞ : Turkish Turkish

kokmak eylemi ya da biçimi

KOKUŞLU : Turkish Turkish

kokulu

KOKUŞMA : Turkish Turkish

kokuşmak eylemi

KOKUŞMAK : Turkish Turkish

çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokmak, °taaffün etmek

KOKUŞMAK : Turkish Turkish

(kişi, toplum vb. için) bozularak özelliğini, niteliğini yitirmek, yozlaşmak, °tefessüh etmek

KOKUŞMUŞLUK : Turkish Turkish

kokuşmuş olma durumu

KOKUŞTURMAK : Turkish Turkish

kokuşmasına neden olmak

KOKUSU ÇIKMAK : Turkish Turkish

(gizli tutulan bir iş) anlaşılmak

KOKUŞUK : Turkish Turkish

kokuşmuş, bozulmuş olan, °müteaffin

KOKUŞUK : Turkish Turkish

kokuşmuş, tembel, uyuşuk

KOKUSUNU ( YA DA KOKU ) ALMAK : Turkish Turkish

ir nesnenin kokusunu algılamak

KOKUSUNU ( YA DA KOKU ) ALMAK : Turkish Turkish

gizli tutulan bir şeyi sezmek

KOKUSUZ : Turkish Turkish

kokusu olmayan

KOKUTMA : Turkish Turkish

kokutmak eylemi

KOKUTMAK : Turkish Turkish

hoş olmayan bir koku bırakmak

KOKUTMAK : Turkish Turkish

ozulup kokmasına neden olmak, kokuşturmak

KOKUTMAK : Turkish Turkish

ir işi uzatarak çıkmaza sokmak

KOKUTMAK : Turkish Turkish

yellenmek

KOL : Turkish Turkish

ınsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm

KOL : Turkish Turkish

(koyun, dana, kuzu vb. için) ön ayağın üst bölümü