Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOL : Turkish Turkish

giysinin kolu saran bölümü

KOL : Turkish Turkish

ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal

KOL : Turkish Turkish

makinelerde tutup çevirmeye ya da çekmeye yarayan ağaç ya da metal parça

KOL : Turkish Turkish

kimi çalgıların elle tutulan sap bölümü

KOL : Turkish Turkish

ir koltukta, bir divanda kol dayamaya yarayan parça

KOL : Turkish Turkish

ir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, branş

KOL : Turkish Turkish

güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan, polis, jandarma ya da asker topluluğu, karakol, °devriye

KOL : Turkish Turkish

ış takımı, °ekip, °trup

KOL : Turkish Turkish

kanat, yön, taraf

KOL : Turkish Turkish

ir halatı oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

KOL AĞZI : Turkish Turkish

giysi kolunun uç bölümü

KOL AKIMI : Turkish Turkish

ir elektrik akımına yol olan bir devrenin, iki noktası arasına eklenen ikinci bir devre üzerindeki akım

KOL ATMAK : Turkish Turkish

(bitki için) gövdesinden ayrılan bir dal bir yöne uzanmak

KOL ATMAK : Turkish Turkish

çevreye yayılmak, genişlemek, ulaşmak, uzanmak

KOL BASTI : Turkish Turkish

güreşte ayağı kapılan güreşçinin, rakibinin ayağını tutmasıyla ortaya çıkan geçersizlik durumu

KOL DEMİRİ : Turkish Turkish

ir kapıyı kapadıktan sonra, dışarıdan açılmaması için arkasına vurulan demir destek

KOL GEZMEK : Turkish Turkish

güvenlik amacıyla dolaşmak

KOL GEZMEK : Turkish Turkish

(kötü durum ve davranışlar için) çokça olmak

KOL GEZMEK : Turkish Turkish

dolaşmak

KOL KAPAĞI : Turkish Turkish

giysi ve gömlek kolunun bileği örten bölümü

KOL KEMİĞİ : Turkish Turkish

kolun omuz başından dirseğe kadar olan bölümündeki tek ve uzun kemik, pazı kemiği

KOL KOLA : Turkish Turkish

yan yana ve kollarını birbirine geçirerek

KOL NİZAMI : Turkish Turkish

mangaların yan yana değil de, arka arkaya yürüme durumu

KOL SAATİ : Turkish Turkish

kola takılan saat