Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOLAYDA : Turkish Turkish

kolay bulunabilir bir yerde, el altında

KOLAYI VAR : Turkish Turkish

çaresi var

KOLAYINI ARAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak

KOLAYINI BULMAK : Turkish Turkish

kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak ya da yapma yolunu bulmak

KOLAYLAMA : Turkish Turkish

kolaylamak eylemi

KOLAYLAMAK : Turkish Turkish

ir işi bitirmek üzere olmak, bir işin sonuna yaklaşmak

KOLAYLANMA : Turkish Turkish

kolaylanmak eylemi

KOLAYLANMAK : Turkish Turkish

ir iş sonuna yaklaşmak, bitmek üzere olmak

KOLAYLAŞMA : Turkish Turkish

kolaylaşmak eylemi

KOLAYLAŞMAK : Turkish Turkish

kolay duruma gelmek

KOLAYLAŞMAK : Turkish Turkish

(engel ve güçlükler için) ortadan kalkmak

KOLAYLAŞTIRMA : Turkish Turkish

kolaylaştırmak eylemi

KOLAYLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kolay bir duruma getirmek, güçlükleri ortadan kaldırmak

KOLAYLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ir işi sonuna yaklaştırmak

KOLAYLIK : Turkish Turkish

kolay olma durumu

KOLAYLIK : Turkish Turkish

ışlerin kolayca yapılmasını sağlayan şey, °konfor

KOLAYLIK : Turkish Turkish

ir işi yapabilme durumu ya da olanağı

KOLAYLIKLA : Turkish Turkish

sıkıntı çekmeden, güçlüklere uğramadan, kolayca

KOLBAŞI, -NI : Turkish Turkish

herhangi bir kola başkanlık eden kimse, kol başkanı

KOLBAŞI, -NI : Turkish Turkish

ortaoyununda kolun başında olan ve kola adını veren oyunları düzenleyen, yöneten kimse

KOLBAŞILIK : Turkish Turkish

kolbaşı olma durumu ya da kolbaşının görevi

KOLBÖREĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

yufka bölünmeden uzunca sarılarak tepsiye döşenen bir börek türü

KOLÇAK : Turkish Turkish

yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven

KOLÇAK : Turkish Turkish

ceket ya da gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk

KOLÇAK : Turkish Turkish

kola geçirilen işaretli bağ, °pazıbent