Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOLÇAK : Turkish Turkish

zırhın kola geçirilen parçası

KÖLÇER : Turkish Turkish

tanelere zarar veren bir buğday hastalığı

KOLCU : Turkish Turkish

ir şeyi korumak için bekleyen ya da kol gezen görevli, °muhafız

KOLCU : Turkish Turkish

hizmetçilere çalışacak ev bulan kimse

KOLCULUK : Turkish Turkish

kolcu olma durumu ya da kolcunun işi

KOLDAŞ : Turkish Turkish

ış arkadaşı

KOLDAŞLIK : Turkish Turkish

ış arkadaşlığı

KÖLE : Turkish Turkish

savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan ya da başkasından satın alınan erkek, kul, esir

KÖLE : Turkish Turkish

irinin buyruğu altında bulunan, özgür olmayan kimse

KÖLE : Turkish Turkish

herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse

KOLEJ : Turkish Turkish

öğretim izlencesinde, yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren lise dengi okul

KOLEJ : Turkish Turkish

kimi meslek okullarına verilen ad

KOLEJLİ : Turkish Turkish

kolej öğrencisi

KOLEKSİYON : Turkish Turkish

öğrenme, yarar sağlama ya da zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin tümü, derlem

KOLEKSİYON : Turkish Turkish

moda evlerinin giyimdeki yenilikleri tanıtmak için düzenlediği defilelerde gösterilen modellerin tümü

KOLEKSİYONCU : Turkish Turkish

koleksiyon yapmaya meraklı kimse, derlemci

KOLEKSİYONCULUK : Turkish Turkish

koleksiyoncunun yaptığı iş, derlemcilik

KOLEKTİF : Turkish Turkish

irçok kimseyi ya da nesneyi içine alan; birçok kişi ve nesnenin bir araya gelmesi sonucu olan

KOLEKTİF : Turkish Turkish

ortaklaşa

KOLEKTİF ORTAKLIK (ŞİRKET) : Turkish Turkish

ütün ortakların sorumluluğu tam ve sınırsız olan ortaklık

KOLEKTİFLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ortaklaştırmak

KOLEKTİVİST : Turkish Turkish

ortaklaşacı

KOLEKTİVİZM : Turkish Turkish

ortaklaşacılık

KOLEKTÖR : Turkish Turkish

toplaç

KÖLELEŞME : Turkish Turkish

köleleşmek eylemi