Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LİKEN : Turkish Turkish

kaşındırıcı bir deri hastalığı

LİKENBİLİM : Turkish Turkish

likenleri konu alan bitkibilim dalı

LİKENLEŞME : Turkish Turkish

karada yetişen suyosunuyla mantar sporunun ortakyaşama sonucu oluşturduğu liken

LİKENLEŞME : Turkish Turkish

deri kalınlaşması

LİKENSİ : Turkish Turkish

likene benzeyen

LİKİDASYON : Turkish Turkish

tasfiye

LİKİDE : Turkish Turkish

alacak ve verecekleri hesaplayarak sonucu belirtmek anlamında likide etmek teriminde geçer

LİKİDİTE : Turkish Turkish

para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilen kısa süreli anamal

LİKİDİTE : Turkish Turkish

kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar

LIKIR : Turkish Turkish

sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

LIKIR LIKIR : Turkish Turkish

(kaptaki sıvı) akarken "lık lık" diye ses çıkararak

LIKIRDAMA : Turkish Turkish

lıkırdamak eylemi

LIKIRDAMAK : Turkish Turkish

(kaptaki sıvı) akarken lık lık diye ses çıkarmak

LİKİT : Turkish Turkish

sıvı

LİKİT : Turkish Turkish

kullanılması hemen olanaklı olan para

LİKÖR : Turkish Turkish

meyve, alkol, esans karışımıyla yapılan şekerli içki

LİKORİNOZ : Turkish Turkish

kimi balıkların iste kurutularak yapılan pastırması

LİLA : Turkish Turkish

leylak rengi

LİMAN : Turkish Turkish

gemilerin barınarak yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine uygun kuruluşları olan doğal ya da yapay sığınak

LİMAN : Turkish Turkish

sessiz, sakin bir ortam

LİMAN REİSİ : Turkish Turkish

gemilerin limana girip çıkması, yük alıp vermesi işlerine bakan yetkili kimse

LİMANLAMAK : Turkish Turkish

(gemi) bir limana girip orada kalmak

LİMANLAMAK : Turkish Turkish

yatışmak, sakinlemek

LİMANLIK : Turkish Turkish

liman gibi kullanılan, liman kurmaya elverişli (yer)

LİMANLIK : Turkish Turkish

(deniz, hava için) yatışmış, dalgasız, sakin