Turkish
MIHLAYICI : Turkish Turkish
kuyumculukta değerli taşları metal içine yerleştiren kişi
MIHLI : Turkish Turkish
mıhı olan
MIHLI : Turkish Turkish
mıhlanmış
MİHMAN : Turkish Turkish
konuk, °misafir
MİHMANDAR : Turkish Turkish
konukçu
MİHMANDARLIK : Turkish Turkish
konukçuluk
MİHNET ÇEKMEK : Turkish Turkish
sıkıntılı bir duruma katlanmak, sıkıntı çekmek
MİHNET, -Tİ : Turkish Turkish
sıkıntı, üzüntü
MİHNETLİ : Turkish Turkish
sıkıntılı, eziyetli (iş)
MİHNETLİ : Turkish Turkish
sıkıntı çeken (kimse)
MİHRACE : Turkish Turkish
hindistan' da, racadan daha büyük hükümdarlara verilen san
MİHRAK, -KI : Turkish Turkish
odak
MİHRAP : Turkish Turkish
cami, mescit gibi yerlerde kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk ya da girintili yer
MİHRAP : Turkish Turkish
umut bağlanan yer
MİHRAPLI : Turkish Turkish
mihrabı olan ya da mihrabı belirtilen nitelikte olan
MIHSIÇTI : Turkish Turkish
elisıkı, cimri
MIHSIÇTILIK : Turkish Turkish
cimrilik
MİHVER : Turkish Turkish
eksen
MİHVER : Turkish Turkish
konuşulan, tartışılan ya da düşünülen bir konunun en önemli noktası
MİKA : Turkish Turkish
püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen parlak bir mineral, evrenpulu
MİKA : Turkish Turkish
u mineralden yapılmış olan
MİKADO : Turkish Turkish
japon imparatorlarına verilen san
MİKADO : Turkish Turkish
fildişi, tahta ya da kemikten yapılmış küçük çubuklarla oynanan bir oyun
MİKALI : Turkish Turkish
ıçinde mika bulunan ya da görünümü mikaya benzeyen
MİKÂP : Turkish Turkish
küp
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani