Turkish
Turkish
MÜDAVİ : Turkish Turkish
sağaltan, tedavi eden, (hastaya) bakan
MÜDAVİM : Turkish Turkish
ir yere sürekli olarak giden (kimse), gedikli
MÜDAVİM OLMAK : Turkish Turkish
ir yere sürekli gidip gelmek, bir yerin müdavimi olmak
MÜDDEİ : Turkish Turkish
ir savda bulunan (kimse), savlayıcı, davacı
MÜDDEİALEYH : Turkish Turkish
davalı
MÜDDEİUMUMİ : Turkish Turkish
savcı
MÜDDEİUMUMİLİK : Turkish Turkish
savcılık
MÜDDET, -Tİ : Turkish Turkish
süre
MÜDDETÇE : Turkish Turkish
sürece, süresince
MÜDDETLİ : Turkish Turkish
süreli, süresi olan
MÜDDETSİZ : Turkish Turkish
süresiz, süresi olmayan
MÜDEBBİR : Turkish Turkish
önemli, tedbirli
MÜDEKKİK, -Kİ : Turkish Turkish
ınceleyici
MÜDELLEL : Turkish Turkish
kanıtlanmış, kanıtlı
MÜDERRİS : Turkish Turkish
profesör
MÜDERRİS : Turkish Turkish
medresede ya da camide öğretmen
MÜDERRİSLİK : Turkish Turkish
müderris olma durumu ya da müderrisin görevi
MÜDEVVEN : Turkish Turkish
ir araya getirilerek divan durumunda toplanmış (şiir vb.)
MÜDEVVEN : Turkish Turkish
ir araya toplanmış, düzenlenmiş
MÜDEVVENAT, -TI : Turkish Turkish
ir araya toplanmış yapıtlar
MÜDEVVER : Turkish Turkish
yuvarlak
MUDİ, -İ : Turkish Turkish
emanet bırakan kimse
MUDİ, -İ : Turkish Turkish
(bankaya) para yatıran kimse
MUDİL : Turkish Turkish
karmaşık, güç, çetin
MÜDİRE : Turkish Turkish
kadın yönetmen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani