Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜÇTEHİT : Turkish Turkish

ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü

MUCUK : Turkish Turkish

öpücük

MUCUK : Turkish Turkish

ir çeşit küçük sinek

MUCUR : Turkish Turkish

kömür kırıntısı

MUCUR : Turkish Turkish

yol yapımında kullanılan taş kırıntısı

MUCUR : Turkish Turkish

ir şeyin işe yaramayan bölümü

MÜCVER : Turkish Turkish

endelenmiş kabağa, un, yumurta, peynir, dereotu, tuz, karabiber, taze soğan katılarak yapılan bir tür köfte

MÜDAFAA : Turkish Turkish

savunma, koruma

MÜDAFAA ETMEK : Turkish Turkish

savunmak, korumak

MÜDAFAANAME : Turkish Turkish

savunma

MÜDAFİ, -İ : Turkish Turkish

savunucu

MÜDAFİ, -İ : Turkish Turkish

ir davada, davacı ya da davalının haklarını savunan (kimse)

MÜDAHALE : Turkish Turkish

karışma, araya girme

MÜDAHALE : Turkish Turkish

ir dava sonucu verilecek olan kararın, dolaylı olarak etkileyeceği üçüncü kişilerin davaya katılmaları

MÜDAHALE ETMEK : Turkish Turkish

karışmak, araya girmek, el atmak

MÜDAHALECİ : Turkish Turkish

ir sorunu çözmek, bir işi istenilen biçimde yönlendirmek için işe karışan kimse ya da bu kimsenin tutumu

MÜDAHALECİ : Turkish Turkish

müdahalecilikten yana olan (kişi)

MÜDAHALECİLİK : Turkish Turkish

ir ülkede devletin ekonomik yaşama karışmasını savunan öğreti, tutum, siyaset

MÜDAHALECİLİK : Turkish Turkish

devletler arası ilişkilere karışmayı savunan öğreti

MÜDAHİL : Turkish Turkish

karışan

MÜDAHİL : Turkish Turkish

davaya müdahale eden

MÜDANA : Turkish Turkish

minnet

MÜDANA ETMEK : Turkish Turkish

minnet etmek

MÜDARA : Turkish Turkish

yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünme

MÜDARA ETMEK : Turkish Turkish

dost gibi görünmek, yüze gülmek