Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜBALAĞACILIK : Turkish Turkish

abartıcılık

MÜBALAĞALI : Turkish Turkish

abartılı

MÜBAREK : Turkish Turkish

verimli, bereketli

MÜBAREK : Turkish Turkish

kutlu, uğurlu, kutsal

MÜBAREK : Turkish Turkish

eğenilen, sevilen şeyler için söylenir

MÜBAREK : Turkish Turkish

kızılan, şaşılan kimse ya da şeyler için alay yollu kullanılır

MÜBAREK : Turkish Turkish

çok saygı duyulan

MÜBAREK GÜN ( YA DA GÜNLER) : Turkish Turkish

dinsel bakımdan özelliği ve önemi olan gün (günler)

MÜBAREK OLSUN! : Turkish Turkish

ir kutlama sözü: açık artırmayı kazandınız, gazanız mübarek olsun

MÜBAREKOTU, -NU : Turkish Turkish

gülgillerden, sarı çiçekli, yaprakları ve kökleri eskiden hekimlikte kullanılmış olan çok yıllık otsu bir bitki (geum urbanum)

MÜBAREZE : Turkish Turkish

ıki düşman taraftan çıkan birer kişinin çarpışması

MÜBAŞERET, -Tİ : Turkish Turkish

ir işe başlama, girişme

MÜBAŞİR : Turkish Turkish

mahkemede duruşmaya girecekleri ve tanıkları çağıran, yargıcın buyruklarını bildiren, kâğıtları getirip götüren görevli

MÜBAŞİRLİK : Turkish Turkish

mübaşir olma durumu

MÜBAŞİRLİK : Turkish Turkish

mübaşirin görevi

MUBASSIR : Turkish Turkish

okullarda öğrencilerin durumuyla ilgilenen ve düzeni sağlamakla görevli kimse

MUBAYAA : Turkish Turkish

satın alma

MUBAYAA ETMEK : Turkish Turkish

satın almak

MUBAYAACI : Turkish Turkish

satın alan kimse

MÜBAYENET, -Tİ : Turkish Turkish

ayrılık, başkalık

MÜBAYENET, -Tİ : Turkish Turkish

tutmazlık, karşıtlık, uyuşmazlık

MÜBEŞŞİR : Turkish Turkish

muştu veren, müjde getiren (kimse)

MÜBEYYİZ : Turkish Turkish

(yazıları) temize çeken kimse

MÜBREM : Turkish Turkish

çok gerekli olan, kaçınılmaz, vazgeçilmez

MÜCADELE : Turkish Turkish

ıki taraf arasında, birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için yapılan zorlu çatışma, savaş: silahlı mücadele