Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUKABELE : Turkish Turkish

karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma

MUKABELE : Turkish Turkish

karşı gelme, başkaldırma

MUKABELE : Turkish Turkish

camilerde kuran okunurken, hafızların da karşılık olarak ezbere kuran okumaları

MUKABELE ETMEK : Turkish Turkish

karşılık vermek, karşılıkta bulunmak

MUKABELE ETMEK : Turkish Turkish

karşı gelmek

MUKABELE OKUMAK : Turkish Turkish

amazanda, en çok camide yüksek sesle ezbere kuran okumak

MUKABELECİ : Turkish Turkish

camilerde kuran okuyan kimse

MUKABELECİ : Turkish Turkish

ürolarda temize çekilmiş hesapları müsveddeleri ile karşılaştıran görevli

MUKABELECİ : Turkish Turkish

askerin yoklamasını yapan kimse

MUKABELEDE BULUNMAK : Turkish Turkish

karşılık vermek

MUKABİL : Turkish Turkish

ir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan

MUKABİL : Turkish Turkish

ir şeyin karşısında bulunan

MUKABİL : Turkish Turkish

karşılık

MUKABİL : Turkish Turkish

karşılık olarak, karşılığında

MUKADDEM : Turkish Turkish

önce gelen, önceki

MUKADDEM : Turkish Turkish

öncül

MUKADDEMA : Turkish Turkish

önce, evvelce, eskiden

MUKADDER : Turkish Turkish

yazgıda var olan, yazgı ile ilgili olan, alında yazılı olan

MUKADDERAT, -TI : Turkish Turkish

yazgı

MUKADDES : Turkish Turkish

kutsal

MUKADDESAT, -TI : Turkish Turkish

kutsal sayılan her türlü inanç ve davranışlar

MUKADDESATÇI : Turkish Turkish

kutsal tanınan şeylere aşırı ölçüde bağlılık gösteren (kimse)

MUKADDESATÇILIK : Turkish Turkish

kutsal sayılan şeylere aşırı bağlılık gösteren gerici dünya görüşü

MUKADDİME, MUKADDEME : Turkish Turkish

önsöz

MUKADDİME, MUKADDEME : Turkish Turkish

ir olayın başlangıcı