Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUKAVELESİZ : Turkish Turkish

sözleşmesiz

MUKAVEMET ETMEK : Turkish Turkish

direnmek, dayanmak, karşı koymak

MUKAVEMET GÖSTERMEK : Turkish Turkish

direnmek, karşı koymak

MUKAVEMET KOŞUSU ( YA DA YARIŞI) : Turkish Turkish

uzun mesafeli yarış

MUKAVEMET, -Tİ : Turkish Turkish

dayanma, karşı durma, karşı koyma

MUKAVEMET, -Tİ : Turkish Turkish

direnme, direniş, dayanırlık, direnç

MUKAVEMET, -Tİ : Turkish Turkish

direnç

MUKAVEMETÇİ : Turkish Turkish

düşman saldırısına boyun eğmeyip her çeşit araçla karşı gelen yurtsever

MUKAVEMETÇİ : Turkish Turkish

uzun mesafe koşucusu

MUKAVEMETİ KIRILMAK : Turkish Turkish

direnci, gücü azalmak

MUKAVEMETLİ : Turkish Turkish

dayanıklı, güçlü, dirençli

MUKAVEMETSİZ : Turkish Turkish

dayanıksız, güçsüz, dirençsiz

MUKAVİM : Turkish Turkish

dayanıklı, güçlü, dirençli

MUKAVİM : Turkish Turkish

karşı koyan, başkaldıran, direnen

MUKAVVA : Turkish Turkish

karton

MUKAVVA : Turkish Turkish

u kâğıttan yapılmış

MUKAVVES : Turkish Turkish

kavisli, eğri, eğmeçli: mukavves kılıç

MUKAVVİ : Turkish Turkish

kuvvetlendirici, güç katıcı

MUKAYESE : Turkish Turkish

enzeterek ya da karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama

MUKAYESE ETMEK : Turkish Turkish

karşılaştırmak, kıyaslamak

MUKAYESELİ : Turkish Turkish

karşılaştırmalı

MUKAYYET : Turkish Turkish

ağlı olan, bağlanmış

MUKAYYET : Turkish Turkish

ir koşul ya da kayıtla bağlı olan

MUKAYYET : Turkish Turkish

yazılmış, yazılı, kayıtlı

MUKAYYET OLMAK : Turkish Turkish

korumak, gözetmek