Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜSTEKREH : Turkish Turkish

ığrenç

MÜSTELZİM : Turkish Turkish

gerektiren

MÜSTELZİM : Turkish Turkish

gerekli olan, gereken

MÜŞTEMİLAT, -TI : Turkish Turkish

herhangi bir yapıya göre ayrı bir işlevi bulunan bölüm ya da yapı, eklentiler

MÜSTEMLEKE : Turkish Turkish

sömürge,°koloni

MÜSTEMLEKECİ : Turkish Turkish

sömürgeci

MÜSTEMLEKECİLİK : Turkish Turkish

sömürgecilik

MÜSTENİDEN : Turkish Turkish

dayanarak

MÜSTENİT : Turkish Turkish

dayanan, yaslanan

MÜSTENKİF : Turkish Turkish

çekimser

MÜSTENSİH : Turkish Turkish

ıstinsah eden, suret çıkaran kimse

MÜSTENSİH : Turkish Turkish

çoğaltma makinesi, °teksir makinesi

MÜŞTEREK BAHİS : Turkish Turkish

at yarışlarında, yarışan hayvanlardan birinin kazanmasına bağlanan talih oyunu

MÜŞTEREK, -Kİ : Turkish Turkish

ortak

MÜŞTEREK, -Kİ : Turkish Turkish

irlik

MÜŞTEREK, -Kİ : Turkish Turkish

ortaklaşa, elbirliğiyle yapılan ya da hazırlanan

MÜŞTEREKEN : Turkish Turkish

ortaklaşa, birlikte, elbirliğiyle

MÜŞTERİ : Turkish Turkish

alıcı

MÜŞTERİ : Turkish Turkish

ısteyen, talep eden

MÜŞTERİ : Turkish Turkish

erendiz, jüpiter

MÜSTERİH : Turkish Turkish

ütün kaygılardan kurtulup gönlü erince kavuşan, içi rahat olan

MÜSTERİH OLMAK : Turkish Turkish

içi rahat olmak, kaygıdan kurtulmak

MÜSTEŞAR : Turkish Turkish

kendisinden bilgi alınan, kendisine danışılan (kimse)

MÜSTEŞAR : Turkish Turkish

akanlıklarda, elçiliklerde bakandan ya da elçiden sonra gelen en büyük yönetici

MÜSTEŞARLIK : Turkish Turkish

müsteşar olma durumu