Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
NAKLEN : Turkish Turkish

nakil yoluyla, aktarılarak

NAKLEN YAYIN : Turkish Turkish

kimi olay ya da gösterilerin, olduğu sırada radyo ya da televizyondan duyurulması, gösterilmesi, anlatılması

NAKLETME : Turkish Turkish

nakletmek eylemi, iletme

NAKLETMEK : Turkish Turkish

nakil eylemini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek

NAKLİ : Turkish Turkish

taşıma ile ilgili olan

NAKLİ : Turkish Turkish

nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

NAKLİ MAZİ : Turkish Turkish

elirsiz geçmiş

NAKLİYAT, -TI : Turkish Turkish

taşıma işleri, taşımacılık, °transport

NAKLİYATÇI : Turkish Turkish

taşıma işleri yapan (kimse), taşımacı, nakliyeci

NAKLİYATÇILIK : Turkish Turkish

nakliyatçı olma durumu

NAKLİYATÇILIK : Turkish Turkish

nakliyatçının işi

NAKLİYE : Turkish Turkish

taşıma işi

NAKLİYE : Turkish Turkish

taşıma parası, taşımalık

NAKLİYECİ : Turkish Turkish

taşımacı

NAKLİYECİLİK : Turkish Turkish

taşımacılık

NAKŞETME : Turkish Turkish

nakşetmek eylemi

NAKŞETMEK : Turkish Turkish

süslemek, bezemek, nakış yapmak

NAKŞETMEK : Turkish Turkish

kalıcı ve etkili olmasını sağlamak

NAKŞİBENDİ : Turkish Turkish

nakşibendilik tarikatından olan kimse

NAKŞİBENDİLİK : Turkish Turkish

şeyh muhammet bahaüddin nakşibend'in kurduğu, gizli ibadete dayanan bir tarikat

NAKŞOLMA : Turkish Turkish

nakşolmak eylemi

NAKŞOLMAK : Turkish Turkish

ir yerde belirli bir iz bırakmak, yer etmek

NAKZ : Turkish Turkish

ozma

NAKZEN : Turkish Turkish

ozarak

NAKZETME : Turkish Turkish

nakzetmek eylemi