Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖKSEOTUGİLLER : Turkish Turkish

taçsız ikiçeneklilerden, ökseotu gibi ağaç dalları üzerinde asalak olarak yaşayan bitkileri içine alan bir familya

ÖKSEYE BASMAK : Turkish Turkish

dikkatsizlik ederek zarara uğramak ya da yanılmak

OKSİJEN : Turkish Turkish

( oksys ekşi, gennan doğurmak) hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, atom ağırlığı 16, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada beşte bir oranında bulunan bir gaz, °müvellidülhumuza, simgesi o

OKSİJENLEME : Turkish Turkish

oksijenlemek eylemi

OKSİJENLEMEK : Turkish Turkish

ir maddenin bileşimine oksijen katmak

OKSİJENLEMEK : Turkish Turkish

saçların rengini sulandırılmış oksijenli su ile sarartmak

OKSİJENLİ : Turkish Turkish

ileşiminde oksijen bulunan

OKSİJENLİ : Turkish Turkish

(saç için) oksijenli su ile sarartılmış

OKSİJENLİ SU : Turkish Turkish

hidrojen peroksitin (h2o2) sulu çözeltisi

OKSİLİT, -Tİ : Turkish Turkish

suyla birleştiğinde oksijen açığa çıkaran, bileşiminde nikel ve bakır tozları bulunan sodyum ve potasyum peroksit

OKSİT : Turkish Turkish

oksijenin bir element ya da kökle bileşmesiyle oluşan madde

OKSİTLEME : Turkish Turkish

oksitlemek eylemi, yükseltgeme

OKSİTLEMEK : Turkish Turkish

oksit durumuna getirmek, oksijenle birleştirmek, yükseltgemek

OKSİTLENEBİLİR : Turkish Turkish

oksitlenmeye elverişli olan

OKSİTLENME : Turkish Turkish

oksitlenmek eylemi, yükseltgenme

OKSİTLENMEK : Turkish Turkish

oksit durumuna girmek, oksijenle birleşmek, yükseltgenmek

OKSİTLEŞME : Turkish Turkish

ir element ya da bileşiğin okside dönüşmesi

OKSİYÜR : Turkish Turkish

sivrikuyruk

OKSU : Turkish Turkish

oka benzeyen, ok gibi

ÖKSÜ : Turkish Turkish

yarı yanmış odun

ÖKSÜRME : Turkish Turkish

öksürmek eylemi

ÖKSÜRMEK : Turkish Turkish

solunum yolları zarlarının rahatsızlığı nedeniyle akciğerlerdeki havayı birdenbire ve gürültülü bir sesle dışarı vermek: "ıçeride sevdiğim sarışın / üşütmüş fena öksürüyor."
a. ılhan

ÖKSÜRMEK : Turkish Turkish

öksürtücü hastalığa tutulmuş olmak

ÖKSÜRTME : Turkish Turkish

öksürtmek eylemi

ÖKSÜRTMEK : Turkish Turkish

öksürmesine yol açmak