Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖKÜZSOĞUĞU, -NU : Turkish Turkish

nisanın on beşinden sonra olan fırtınanın adı, °sitteisevir

ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ARAMAK : Turkish Turkish

olmayacak nedenlerle suç ve suçlu bulmak çabasında olmak

OKYANUS : Turkish Turkish

anadeniz, °umman

OKYANUSBİLİM : Turkish Turkish

okyanusların incelenmesi ve işletilmesiyle ilgili bilim dallarına (fizik, kimya, biyoloji) ve tekniklere (araştırma, işletme) topluca verilen ad

OKYILANI, -NI : Turkish Turkish

aşı pullu, boyu iki metre kadar olan, zehirli ve tehlikeli bir yılan (zamenis gamonensis)

OL : Turkish Turkish

o gösterme sıfatı

ÖL : Turkish Turkish

toprağın nemi, yaşlık, höl

OLA : Turkish Turkish

acaba, sahi, bulunabilir

OLA Kİ : Turkish Turkish

olabilir ki, belki

OLABİLİR : Turkish Turkish

gerçekleşme olasılığı bulunan, olur, °mümkün, °kabil

OLABİLİRLİK : Turkish Turkish

olasılık. °ihtimal

OLACAK : Turkish Turkish

olması, yapılması uygun olan

OLACAK : Turkish Turkish

kendinden beklenilen davranışı gösteremeyen

OLACAK : Turkish Turkish

olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey

OLACAK : Turkish Turkish

olmasının önüne geçilemeyen durum

OLACAK GİBİ DEĞİL : Turkish Turkish

olamaz, olmuyor

OLAĞAN : Turkish Turkish

sık sık olan, olagelen, "tabii

OLAĞAN : Turkish Turkish

alışılmış olan, °normal

OLAĞANDIŞI, -NI : Turkish Turkish

olağan olmayan, °gayritabii, °anormal

OLAĞANDIŞILAŞMAK : Turkish Turkish

olağandışı bir duruma gelmek

OLAĞANDIŞILIK : Turkish Turkish

olağandışı olma durumu

OLAĞANLAŞMA : Turkish Turkish

olağanlaşmak eylemi

OLAĞANLAŞMAK : Turkish Turkish

olağan duruma gelmek

OLAĞANLIK : Turkish Turkish

olağan olma durumu

OLAĞANÜSTÜ, -NÜ : Turkish Turkish

alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan