Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ONDA : Turkish Turkish

o adılının kalma durumu

ONDALIK : Turkish Turkish

onda bir olarak alınan ya da verilen ücret

ONDALIK : Turkish Turkish

toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi, °öşür, °aşar

ONDALIK : Turkish Turkish

temel olarak on sayısını alan, °aşari

ONDALIK KESİR : Turkish Turkish

paydası 10 ya da 10'un herhangi bir kuvveti olan kesir

ONDALIK SAYI : Turkish Turkish

payda olarak on ya da onun herhangi bir kuvvetini alan kesirli sayı

ONDALIKÇI : Turkish Turkish

onda bir pay alarak çalışan kimse

ÖNDAMAK : Turkish Turkish

damağın ön bölümü

ÖNDAMAK ÜNSÜZÜ : Turkish Turkish

ciğerlerden gelen havanın dil sırtı yardımıyla öndamağın çeşitli noktalarında patlayarak ya da sızarak oluşturduğu ünsüz

ÖNDAMAKSIL : Turkish Turkish

öndamak bölgesinde oluşturulan (ses)

ONDAN : Turkish Turkish

o adılının çıkma durumu

ONDAN : Turkish Turkish

o nedenle

ÖNDE GELMEK : Turkish Turkish

önemli durumda olmak

ÖNDELİK : Turkish Turkish

ödenmesi gerekli bir paranın ödeme gününden önce verilen bir bölümü, °avans

ÖNDELİK : Turkish Turkish

yapılacak bir hizmet ya da satın alınacak bir mal karşılığı gerçekleşecek borçtan, öncelikle ödenen bölüm

ÖNDER : Turkish Turkish

gücü, ünü ya da toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme ya da toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yöneltme yeteneğini gösteren kimse, °lider, °şef

ÖNDERİŞTİRMEK : Turkish Turkish

suyu giderilecek bir ürüne buharlaştırma yoluyla ilk yoğunlaştırmayı uygulamak

ÖNDERLİK : Turkish Turkish

önder olma durumu, ya da öndere yakışır davranış, öncülük, °liderlik

ÖNDEYİŞ : Turkish Turkish

ir yapıtta, asıl konu olarak ele alınan olaylardan önce, geçmiş birtakım başka olguları anlatan ilk bölüm, °prolog

ONDÜLE : Turkish Turkish

dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış

ONDÜLÖR : Turkish Turkish

evirici

ONDURMA : Turkish Turkish

ondurmak eylemi

ONDURMAK : Turkish Turkish

onmasını sağlamak, iyiye döndürmek

ÖNE ALMAK ( YA DA ALINMAK) : Turkish Turkish

ir şey ya da bir kimseye öncelik tanımak (tanınmak)

ÖNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

önden yürümek