Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ORSA : Turkish Turkish

geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü, "poca ya da rüzgâr altı" karşıtı

ORSA : Turkish Turkish

geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi

ORSA ALABANDA : Turkish Turkish

gemiyi birdenbire rüzgârın üstüne çevirme

ORSA POCA ( YA DA BOCA) : Turkish Turkish

geminin kimi kez rüzgâr yönüne yaklaşarak, kimi kez de ondan uzaklaşarak yol alması

ORSA POCA ( YA DA BOCA) : Turkish Turkish

ata çıka, iyi kötü

ORSALAMA : Turkish Turkish

orsalamak eylemi

ORSALAMAK : Turkish Turkish

(gemi) rüzgâr alan tarafa dönmek

ÖRSELEME : Turkish Turkish

örselemek eylemi

ÖRSELEMEK : Turkish Turkish

yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek

ÖRSELEMEK : Turkish Turkish

gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak

ÖRSELENİŞ : Turkish Turkish

örselenmek eylemi ya da biçimi

ÖRSELENME : Turkish Turkish

örselenmek eylemi

ÖRSELENMEK : Turkish Turkish

örselemek eylemine konu olmak

ÖRSELEYİŞ : Turkish Turkish

örselemek eylemi ya da biçimi

ÖRSKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ortakulakta çekiçkemiğiyle üzengikemiği arasında, örse benzeyen kemik

ORTA : Turkish Turkish

ıki uçtan eşit uzaklıkta olan yer

ORTA : Turkish Turkish

(zaman için) başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre

ORTA : Turkish Turkish

ir şeyin kenarlarından yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

ORTA : Turkish Turkish

ir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm

ORTA : Turkish Turkish

görünür, algılanır durum

ORTA : Turkish Turkish

(topluluk) içinde, arasında

ORTA : Turkish Turkish

eğitimde zayıf ile iyi arasındaki derece

ORTA : Turkish Turkish

siyaset çizgisinde partilerin durumlarına göre tutucularla, düzen değişikliği isteyenler arasındaki siyasal görüş

ORTA : Turkish Turkish

her iki yanında kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan

ORTA : Turkish Turkish

ıki karşıt nitelik ya da durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, °vasat