Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ORTAÇAĞ : Turkish Turkish

atı roma ımparatorluğu'nun çöküşünden (476) başlayarak, 1453'e ya da 1492'ye değin süren çağ

ORTAÇLIK : Turkish Turkish

ortaç olma durumu

ORTADA : Turkish Turkish

görünür yerde, göz önünde

ORTADA : Turkish Turkish

(sporda) sonucu belli olmayan karşılaşmalar için kullanılır

ORTADA BIRAKMAK : Turkish Turkish

irini çok güç bir durumdayken terk etmek

ORTADA KALMAK : Turkish Turkish

yersiz kalmak

ORTADA KALMAK : Turkish Turkish

güç bir durumda iki şık arasında kalmak

ORTADA OLMAK : Turkish Turkish

düşünülmesi ve yapılması gerekmek

ORTADAMAR : Turkish Turkish

itki yapraklarının tam ortasında bulunan ve yan damarlara göre daha kalın olan damar

ORTADAN KALDIRMAK : Turkish Turkish

saklamak

ORTADAN KALDIRMAK : Turkish Turkish

yok etmek

ORTADAN KALDIRMAK : Turkish Turkish

öldürmek

ORTADAN KALKMAK : Turkish Turkish

saklanılmak, bulunmaz olmak

ORTADAN KALKMAK : Turkish Turkish

yok edilmek

ORTADAN KALKMAK : Turkish Turkish

öldürülmek

ORTADAN KAYBOLMAK : Turkish Turkish

nereye gittiği belli olmamak

ORTADAN SÖYLEMEK : Turkish Turkish

herkesin içinde belli bir kimseyi amaçlamadan konuşmak

ORTADERİ : Turkish Turkish

dışderi ve içderi arasındaki göze katmanı, °mezoderm

ORTADİREK : Turkish Turkish

toplumun gelir düzeyi düşük kesimi

ORTADOĞU : Turkish Turkish

türkiye, suriye, mısır, ısrail, lübnan, arabistan, irak ve ıran'ı içine alan bölgeye verilen ad

ORTAELÇİ : Turkish Turkish

üyükelçiden önceki elçilik aşaması ve bu aşamada olan kimse

ORTAK : Turkish Turkish

irlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, °şerik, °hissedar

ORTAK : Turkish Turkish

kuma

ORTAK : Turkish Turkish

irden çok kimse ya da nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, °müşterek

ORTAK ÇARPAN : Turkish Turkish

iki ya da ikiden artık sayıyı çarpan sayı