Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PARALEL : Turkish Turkish

koşut, °muvazi

PARALEL : Turkish Turkish

yeryuvarı üzerinde çizildiği varsayılan, ekvatora koşut çemberlerden her biri

PARALEL : Turkish Turkish

ir dönel yüzeyin, eksene dik bir düzlemle kesiti

PARALEL KAİDESİ : Turkish Turkish

aynı noktaya uygulanan iki vektörün bileşkesini bulmak için her birinin bitim ucundan öbürüne koşut birer çizgi çizilerek bir paralelkenar oluşturduktan sonra, vektörlerin uygulama noktasından (bileşkeyi temsil etmek için) bir köşegen çekme yolu

PARALELİZM : Turkish Turkish

koşutçuluk

PARALELKENAR : Turkish Turkish

karşılıklı kenarları koşut olan dörtgen

PARALELLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

koşutlaştırmak

PARALELLİK : Turkish Turkish

paralel olma durumu, koşutluk, °muvazat

PARALELLİK : Turkish Turkish

enzerlik

PARALELYÜZ : Turkish Turkish

her yüzü bir paralelkenar olan biçme

PARALI : Turkish Turkish

parası çok olan, varsıl, zengin (kimse)

PARALI : Turkish Turkish

para karşılığında sağlanan, bedava olmayan

PARALI : Turkish Turkish

üzerinde yuvarlak ve irice benekleri olan

PARALIK : Turkish Turkish

herhangi bir para değerinde olan

PARALIK : Turkish Turkish

genellikle değersizlik belirtir

PARALOJİZM : Turkish Turkish

usavurmada bilmeyerek düşülen yanılgı; mantığa uymazlık, yanılım

PARAMETRE : Turkish Turkish

cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik

PARAMETRE : Turkish Turkish

geometride, bir koniğin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya değin olan parçanın uzunluğu

PARAMETRELİ : Turkish Turkish

ir ya da birçok parametre ile ilgili

PARAMETRİK : Turkish Turkish

parametreli

PARAMPARÇA : Turkish Turkish

pek çok parçalara ayrılmış, parça parça olmuş

PARAMPARÇA OLMAK : Turkish Turkish

pek çok parçalara ayrılmak, kırılmak

PARANIN ÜSTÜ : Turkish Turkish

ir şeyin tutarından artan para

PARANIN YÜZÜ SICAKTIR : Turkish Turkish

paranın çekiciliğini ve geri çevrilemeyeceğini anlatır

PARANKİMA : Turkish Turkish

özekdoku