Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PARÇA : Turkish Turkish

irkaçı bir araya gelince bir bütünü oluşturan şeylerin her biri

PARÇA : Turkish Turkish

sayı sıfatıyla "tane" anlamına gelir

PARÇA : Turkish Turkish

ir yazın ya da müzik yapıtının bir bölümü

PARÇA : Turkish Turkish

(ad tamlamalarında) belirtilen durumunda kimi vakit aşağısama, değersizlik anlatır

PARÇA : Turkish Turkish

ay parçası, elmas parçası gibi deyimlerde "benzeri", "bir örneği" gibi anlamlarda kullanır

PARÇA : Turkish Turkish

ir sinema filmini tanıtmak için gösterilen kısa bölüm

PARÇA ALMAK : Turkish Turkish

iyopsiyi gerektiren incelemelerde canlının belli bir yerinden doku parçası çıkarmak

PARÇA BAŞINA : Turkish Turkish

her parça için

PARÇA BOHÇASI : Turkish Turkish

içkiden artan çeşit çeşit kumaş parçalarının içine konulduğu bohça

PARÇA PARÇA : Turkish Turkish

parçalanmış bir durumda, lime lime

PARÇA PARÇA : Turkish Turkish

azar azar, bölüm bölüm

PARÇA PARÇA ETMEK : Turkish Turkish

parçalara ayırmak

PARÇA PÜRÇÜK : Turkish Turkish

az, önemsiz

PARÇACI : Turkish Turkish

kumaş toplarından artmış parçaları satan kimse

PARÇACI : Turkish Turkish

makine yedek parçaları satan kimse

PARÇACIK : Turkish Turkish

elektron, proton, nötron gibi atomu oluşturan parçaların her biri, °partikül

PARÇACILIK : Turkish Turkish

parçacının işi

PARÇALAMA : Turkish Turkish

parçalamak eylemi, parçalara ayırma

PARÇALAMAK : Turkish Turkish

parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek

PARÇALAMAK : Turkish Turkish

irliği bozmak amacıyla bölmek

PARÇALANABİLİR : Turkish Turkish

parçalanmaya uğrayabilen (atom, madde)

PARÇALANABİLİRLİK : Turkish Turkish

kimi atomların nükleer parçalanmaya uğrayabilme özelliği

PARÇALANIŞ : Turkish Turkish

parçalanmak eylemi ya da biçimi

PARÇALANMA : Turkish Turkish

parçalanmak eylemi

PARÇALANMAK : Turkish Turkish

parçalamak eylemine konu olmak, parçalara ayrılmak