Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PARÇALANMAK : Turkish Turkish

aşkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek

PARÇALATMA : Turkish Turkish

parçalatmak eylemi

PARÇALATMAK : Turkish Turkish

parçalamak eylemini yaptırmak

PARÇALAYICI : Turkish Turkish

parçalara ayıran

PARÇALAYIŞ : Turkish Turkish

parçalamak eylemi ya da biçimi

PARÇALI : Turkish Turkish

irden çok parçadan oluşmuş

PARÇALI BOHÇA : Turkish Turkish

enk renk ve çeşit çeşit kumaş parçaları birblrine eklenerek yapılan bohça

PARÇALI BOHÇA GİBİ : Turkish Turkish

irbirini tutmaz parçalardan oluşan

PARDON : Turkish Turkish

"özür dilerim", "affedersiniz" anlamında kullanılan bir söz

PARDÖSÜ : Turkish Turkish

serin havalarda öbür giysilerin üzerine giyilen ince üstlük

PARE : Turkish Turkish

parça, °kısım

PARE : Turkish Turkish

tane, °adet

PARE PARE : Turkish Turkish

parça parça

PARFE : Turkish Turkish

kalıba dökülerek dondurulmuş kremayla yapılmış pasta

PARFÜM : Turkish Turkish

güzel koku, °ıtır, °esans

PARFÜMERİ : Turkish Turkish

çeşitli kozmetiklerin ve kokuların yapımı ve satımı

PARFÜMERİ : Turkish Turkish

kozmetik ve kokuların tümü

PARFÜMERİ : Turkish Turkish

unların satıldığı dükkân

PARIL PARIL : Turkish Turkish

parıldayarak, ışık saçarak

PARILDAMA : Turkish Turkish

parıldamak eylemi

PARILDAMAK : Turkish Turkish

işık saçmak

PARILDAMAK : Turkish Turkish

gelişmek, yükselmek

PARILDATMA : Turkish Turkish

parıldatmak eylemi

PARILDATMAK : Turkish Turkish

parıldamasını sağlamak

PARILDAYIŞ : Turkish Turkish

parıldamak eylemi ya da biçimi