Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PATIRDAMAK : Turkish Turkish

patırtılı ses çıkarmak

PATIRDATMAK : Turkish Turkish

patırtılı ses çıkartmak

PATIRTI : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde çıkarılan ya da ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü

PATIRTI : Turkish Turkish

gürültülü çatışma, °arbede

PATIRTI ÇIKARMAK : Turkish Turkish

kavgaya neden olmak, kavga çıkarmak

PATIRTI KOPMAK : Turkish Turkish

kavga çıkmak, kargaşalık olmak

PATIRTILI : Turkish Turkish

patırtısı olan

PATIRTIYA PABUÇ BIRAKMAMAK : Turkish Turkish

önemli bir tehlike yaratmayacağını bildiği kışkırtmalara, yıldırmalara aldırmayıp bildiğini yapmak

PATİS : Turkish Turkish

patiska

PATİSKA : Turkish Turkish

çoğu pamuktan dokunmuş sık ve düzgün bez

PATİSKA : Turkish Turkish

u bezden yapılmış

PATLAK : Turkish Turkish

patlayarak açılmış, yırtık, yarık

PATLAK : Turkish Turkish

patlamış yer

PATLAK GÖZ : Turkish Turkish

dışarı fırlamış göz

PATLAK VERMEK : Turkish Turkish

gizli kalması istenen ya da beklenmedik bir olay, ansızın ortaya çıkmak

PATLAMA : Turkish Turkish

patlamak eylemi

PATLAMA : Turkish Turkish

irdenbire gelişme

PATLAMA! : Turkish Turkish

sabret, sakin ol anlamında yatıştırıcı bir söz

PATLAMAK : Turkish Turkish

(nesneler için) ıç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, °infilak etmek

PATLAMAK : Turkish Turkish

yırtılıp açılmak

PATLAMAK : Turkish Turkish

genellikle iç basıncın artması yüzünden bir şey yarılmak

PATLAMAK : Turkish Turkish

görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek

PATLAMAK : Turkish Turkish

ansızın, tehlikeli ve gürültülü bir şey baş göstermek

PATLAMAK : Turkish Turkish

çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmek

PATLAMAK : Turkish Turkish

zorlu tepki göstermek