Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PATLAMAK : Turkish Turkish

ansızın bir gürültü duyulmak

PATLAMAK : Turkish Turkish

herhangi bir durum ya da bir değerin yitirilmesine yol açmak, °mal olmak

PATLAMALI : Turkish Turkish

hava etkisiyle benzinin, petrolün, alkolün hızlı yanması sonucu beslenen (motor)

PATLANGAÇ, PATLANGIÇ : Turkish Turkish

kamış ya da ağaç dalından yapılıp tabanca gibi ses veren pistonlu çocuk oyuncağı

PATLANGAÇ, PATLANGIÇ : Turkish Turkish

yere vurulmak yoluyla patlatılarak eğlenilen bir çeşit şenlik fişeği

PATLATMA : Turkish Turkish

patlatmak eylemi

PATLATMAK : Turkish Turkish

patlamak eylemine yol açmak

PATLATMAK : Turkish Turkish

ir silahı ya da patlayıcı bir maddeyi ateşlemek

PATLATMAK : Turkish Turkish

ir insanın sabrını tüketmek, bir kimseyi nispet vererek kızdırmak

PATLATMAK : Turkish Turkish

tokat atmak

PATLAYABİLİR : Turkish Turkish

patlamaya uygun (araç, aygıt madde)

PATLAYICI : Turkish Turkish

patlama özelliği olan (madde)

PATLAYICI ÜNSÜZ : Turkish Turkish

ciğerlerden gelen havanın, ağızdaki tam kapalı engellere çarparak patlaması ile oluşan ünsüz

PATLAYIŞ : Turkish Turkish

patlamak eylemi ya da biçimi

PATLICAN : Turkish Turkish

patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (solanum melongena)

PATLICAN : Turkish Turkish

u bitkinin mor renkli, uzunca ya da toparlak ürünü

PATLICAN İNCİRİ : Turkish Turkish

incirin iri ve mor bir türü

PATLICANGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, örnek bitkisi patlıcan olan, içine domates, biber, patates, tütün gibi birçok bitkileri alan familya

PATOJEN : Turkish Turkish

hastalık oluşturan

PATOLOG : Turkish Turkish

özellikle patoloji ile uğraşan doktor

PATOLOJİ : Turkish Turkish

( pathos hastalık, logos bilim) hek. hastalıklar bilimi

PATOLOJİK : Turkish Turkish

patoloji ile ilgili

PATRİARKAL : Turkish Turkish

ataerkil

PATRİK : Turkish Turkish

ortodoks ve doğu kiliselerinin başkanlarına verilen bir ad

PATRİKHANE : Turkish Turkish

patriğin görev yeri