Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PATRİKLİK : Turkish Turkish

patrik olma durumu

PATRİKLİK : Turkish Turkish

patriğin görevi ya da orunu

PATRON : Turkish Turkish

ışveren

PATRON : Turkish Turkish

ir kuruluşta, bir işyerinde orunca yetkili kimse

PATRON : Turkish Turkish

sözü geçen, paralı kimse

PATRON : Turkish Turkish

terzilikte bir giysideki çeşitli parçaların biçimine göre kesilmiş kağıt kalıp

PATRON ÇIKARMAK : Turkish Turkish

patronları, çizili olduğu modelden kopya yoluyla bir kâğıda geçirip kesmek

PATRONA : Turkish Turkish

tümamirale yakın bir deniz subaylığı aşaması

PATRONAJ : Turkish Turkish

cezaevinden serbest bırakılan suçlunun toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması

PATRONCA : Turkish Turkish

patrona yaraşır biçimde

PATRONCU : Turkish Turkish

örneğe göre ilk patronu (ii) çıkaran nitelikli işçi

PATRONLUK : Turkish Turkish

patron olma durumu

PATRONLUK : Turkish Turkish

patron (ii) olmaya elverişli kâğıt vb

PATTADAK, PATTADAN : Turkish Turkish

ansızın, beklenmedik bir biçimde ya da anda

PAVKIRMAK : Turkish Turkish

(tilki ya da çakal) ulumak

PAVKIRMAK : Turkish Turkish

ateş, alev alev yanmak, alev bir yere doğru yönelmek

PAVKIRMAK : Turkish Turkish

çok öfkelenmek

PAVURYA : Turkish Turkish

ir cins iri yengeç

PAVYON : Turkish Turkish

ir kuruluşun, bir kurumun, bir bahçe içindeki yapılarından her biri

PAVYON : Turkish Turkish

geceleri açık, içkili eğlence yeri

PAY : Turkish Turkish

irden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, °hisse

PAY : Turkish Turkish

eşit bölüm

PAY : Turkish Turkish

ayağıkesirlerde birimin eşit parçalarından kaç tane alındığını gösteren sayı

PAY BIRAKMAK : Turkish Turkish

kesme, biçme, yapma sırasında, bir şeyde daha sonra kullanılmak için fazlalık bırakmak