Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PEY AKÇESİ : Turkish Turkish

sözleşme yapılırken, tarafların bağlandıklarını göstermek amacıyla birinin diğerine verdiği para, °kaparo

PEY SÜRMEK : Turkish Turkish

artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek

PEYDA : Turkish Turkish

elli, açık

PEYDA ETMEK : Turkish Turkish

çıkarmak, ortaya çıkarmak, edinmek

PEYDA OLMAK : Turkish Turkish

çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak

PEYDAHLAMA : Turkish Turkish

peydahlamak eylemi

PEYDAHLAMAK : Turkish Turkish

genellikle istenmeyen ya da yolsuz görülen şeyler edinmek

PEYDAHLAMAK : Turkish Turkish

görünmek, ortaya çıkmak

PEYDAHLANMA : Turkish Turkish

peydahlanmak eylemi

PEYDAHLANMAK : Turkish Turkish

çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak, peyda olmak

PEYDERPEY : Turkish Turkish

azar azar, bölüm bölüm, yavaş yavaş

PEYGAMBER : Turkish Turkish

tanrı'nın buyruklarını bildiren kimse, yalvaç, elçi, °resul, °nebi

PEYGAMBER : Turkish Turkish

hazreti muhammet

PEYGAMBER ÖKÜZÜ : Turkish Turkish

ahmak, budala

PEYGAMBERAĞACI, -NI : Turkish Turkish

yabanikimyongillerden, reçinesinden gayakol çıkarılan bir ağaç (guajacum officinale)

PEYGAMBERÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

mavi kantaron, belemir (centaurea cynus )

PEYGAMBERDEVESİ, -Nİ : Turkish Turkish

sıcak ve ılıman ülkelerde yaşayan, genellikle yeşil renkte ve ortalama 5 cm. boyunda, düzkanatlı, çok obur böcek (mantis religiosa)

PEYGAMBERLİK : Turkish Turkish

peygamber olma durumu, yalvaçlık

PEYK, -Kİ : Turkish Turkish

uydu

PEYK, -Kİ : Turkish Turkish

ir başkasına bağımlılığı olan

PEYKE : Turkish Turkish

genellikle eski kahvelerde ve evlerde bulunan, duvara bitişik alçak, tahta sedir, kerevet

PEYKLİK : Turkish Turkish

peyk olma durumu, uyduluk

PEYLEME : Turkish Turkish

peylemek eylemi

PEYLEMEK : Turkish Turkish

para vererek bir şeyi önceden kendine ayırtmak

PEYLENME : Turkish Turkish

peylenmek eylemi