Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
POLİSAJ : Turkish Turkish

parlaklık verme

POLİSİYE : Turkish Turkish

konusu polisin ilgilendiği alanlardan olan

POLİSLİK : Turkish Turkish

polis olma durumu

POLİSLİK : Turkish Turkish

polisin görevi

POLİTEİZM : Turkish Turkish

( polus çok, theos tanrı) çoktanrıcılık

POLİTİK : Turkish Turkish

politika ile ilgili, siyasal, °siyasi

POLİTİKA : Turkish Turkish

devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyasa, °siyaset

POLİTİKA : Turkish Turkish

yöntem

POLİTİKA : Turkish Turkish

ir ereğe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak, zayıf noktalarından ya da aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütme

POLİTİKA GÜTMEK : Turkish Turkish

politika3 izlemek

POLİTİKA YAPMAK : Turkish Turkish

politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek

POLİTİKACI : Turkish Turkish

politika ile uğraşan kimse, siyasetçi

POLİTİKACI : Turkish Turkish

karşısındakinin duygularını okşayarak çıkar sağlayan (kimse), siyasetçi, °siyasi

POLİTİKACILIK : Turkish Turkish

politika ile uğraşma işi ya da tutkusu

POLİTİZE : Turkish Turkish

siyasetle içli dışlı

POLİTİZE ETMEK : Turkish Turkish

ir şeye siyasal bir nitelik, siyasal bir boyut kazandırmak

POLİTİZE ETMEK : Turkish Turkish

ir kişiyi, grubu, siyasal tutumlarını ortaya koymaya yöneltmek

POLİÜRETAN : Turkish Turkish

yoğunluğu çok düşük cam, vernik, kauçuk ya da köpük görünüşündeki lastiğe benzeyen madde

POLİYESTER : Turkish Turkish

tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan, poliasitin doymamış alkollere ya da glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal madde

POLKA : Turkish Turkish

ir çeşit polonya dansı

POLKA : Turkish Turkish

u dansın müziği

POLO : Turkish Turkish

atlara binilerek değnekle oynanan bir çeşit top oyunu, çevgen

POLO GÖMLEĞİ : Turkish Turkish

uzun ya da kısa kollu, devrik yakalı, düğme patı göğsün ortasında biten, örgüden spor

POLO YAKA : Turkish Turkish

polo gömleğinin yakası gibi devrik, sivri yaka

POLONEZ : Turkish Turkish

polonyalı