Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PLÜRALİZM : Turkish Turkish

çoğulculuk

PLÜRALİZM : Turkish Turkish

çokçuluk

PLUTOKRASİ : Turkish Turkish

varsılerki

PLÜTON : Turkish Turkish

güneş dizgesinde neptün'den daha uzakta bulunan, 1930 yılında bulunmuş olan küçük bir gezegen

PLUTONYUM : Turkish Turkish

atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen radyoaktif bir element, simgesi pu

PLÜVİYOMETRE : Turkish Turkish

yağışölçer

PM : Turkish Turkish

prometyum'un simgesi

PO : Turkish Turkish

polonyum'un simgesi

PÖÇ, PÖÇÜK : Turkish Turkish

kuyruksokumu

PODÜSÜET, -Tİ : Turkish Turkish

yumuşak, yüzü ince havlı bir tür deri, °süet

PODÜSÜET, -Tİ : Turkish Turkish

u deriden yapılmış olan

PODYUM : Turkish Turkish

genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin ya da giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli, yüksekçe yer

POF : Turkish Turkish

yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin ya da havası boşalan bir nesnenin çıkardığı sesi anlatır

PÖF : Turkish Turkish

ığrenme anlatır

POFUR POFUR : Turkish Turkish

sürekli; düzenli olarak çıkan pof sesini anlatır

POFUR POFUR : Turkish Turkish

ol ve sürekli çıkan dumanı belirtir

POFURDAMA : Turkish Turkish

pofurdamak eylemi

POFURDAMAK : Turkish Turkish

can sıkıntısı nedeniyle sesli nefes vermek

POĞAÇA : Turkish Turkish

ıçine peynir, kıyma vb, konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek

POĞAÇACI : Turkish Turkish

poğaça yapan ya da satan kimse

POHPOH : Turkish Turkish

pohpohlama işi

POHPOHÇU : Turkish Turkish

pohpohlamaktan hoşlanan (kimse)

POHPOHLAMA : Turkish Turkish

pohpohlamak eylemi

POHPOHLAMAK : Turkish Turkish

irini, yüzüne karşı gereğinden çok övmek, koltuklamak; pehpehlemek: onu öyle pohpohlamayın, sonra böbürlenmeye başlar

POHPOHLANMA : Turkish Turkish

pohpohlanmak eylemi