Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PONZALAMA : Turkish Turkish

ponzalamak eylemi

PONZALAMAK : Turkish Turkish

ponza ile silmek, ovmak, temizlemek

PONZALANMA : Turkish Turkish

ponzalanmak eylemi

PONZALANMAK : Turkish Turkish

ponzalamak eylemi yapılmak

PONZATAŞI : Turkish Turkish

ponza

POP : Turkish Turkish

halkın arasında yaşayan motiflere, öğelere yer veren, onlardan yararlanan (ekin)

POP MÜZİK : Turkish Turkish

ıngiliz ve amerikalıların başlattıkları, hareketli ritimli, folklor motiflerinden yararlanılarak yapılan müzik

POPLİN : Turkish Turkish

pamuk, keten ya da ipekten sık dokunmuş ince bir tür kumaş

POPLİN : Turkish Turkish

u kumaştan yapılmış olan

POPO : Turkish Turkish

kaba et, kıç

POPÜLER : Turkish Turkish

halkın beğenisine uygun, halk tarafından tutulan: popüler sanatçı

POPÜLER : Turkish Turkish

herkesin tanıdığı

POPÜLİZM : Turkish Turkish

halkçılık

POR : Turkish Turkish

gözenek

PORFİR : Turkish Turkish

feldispat gibi büyük minerallerden ya da çok ince tanelerden oluşan kayaç

PORNOGRAFİ : Turkish Turkish

( porne aşüfte, graphe yazı) kimi yayın ya da sanat yapıtlarının edebe aykırılığı

PORNOGRAFİK : Turkish Turkish

pornografi ile ilgili olan, °müstehcen

POROZİMETRE : Turkish Turkish

gözenekölçer

POROZİMETRİ : Turkish Turkish

gözenekölçüm

PORSELEN : Turkish Turkish

kaolinden yapılma, beyaz, sert ve yarı saydam çömlek hamuru

PORSELEN : Turkish Turkish

u hamurdan yapılmış (çanak, çömlek)

PORSELENCİ : Turkish Turkish

porselen yapan ya da satan kimse

PORSİYON : Turkish Turkish

herhangi bir yemekten bir kimseye verilen belirli miktar

PORSUK : Turkish Turkish

sansargillerden, su kıyılarında kazdıkları deliklerde yaşayan, ot ve etle beslenen, pis kokulu, memeli bir hayvan (meles)

PORSUK : Turkish Turkish

porsumuş, pörsümüş