Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
POSTA : Turkish Turkish

u emanetleri toplayan ve dağıtan örgüt ve bu örgütün bulunduğu yer

POSTA : Turkish Turkish

genellikle posta götüren taşıt

POSTA : Turkish Turkish

takım, kol

POSTA : Turkish Turkish

hizmet nöbetinde bulunan er

POSTA : Turkish Turkish

kez, °defa, °sefer

POSTA : Turkish Turkish

vapur, tren, uçak gibi taşıtlarla yapılan yolculuk

POSTA : Turkish Turkish

yirmi dört saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, °vardiya

POSTA : Turkish Turkish

ir sanayi ya da ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü

POSTA : Turkish Turkish

tatar

POSTA ETMEK : Turkish Turkish

görevliler, birini resmi bir daireye götürmek

POSTA ETMEK : Turkish Turkish

irini, gönlü olmasa da bir kimseye teslim edip bir yere göndermek

POSTA KARTI : Turkish Turkish

açık haberleşmede kullanılan, pullu, bir yüzü genellikle resimli kart

POSTA KOYMAK ( YA DA ATMAK) : Turkish Turkish

irini korkutmak, gözdağı vermek

POSTA PULU : Turkish Turkish

posta ile gönderilen şeylere yapıştırılan ve para karşılığında alınan pul

POSTA YAPMAK : Turkish Turkish

ir yere gidip gelmek; sefer yapmak

POSTACI : Turkish Turkish

mektup, gazete, havale, paket gibi maddeleri, gönderilen yere götüren posta idaresi görevlisi

POSTACILIK : Turkish Turkish

posta işletme işi

POSTACILIK : Turkish Turkish

postacının görevi

POSTAL : Turkish Turkish

konçlu ve kaba potin

POSTAL : Turkish Turkish

düşkün2 kadın

POSTALAMA : Turkish Turkish

postalamak eylemi

POSTALAMAK : Turkish Turkish

postaya vermek

POSTALAMAK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle birini yanından uzaklaştırmak

POSTALANMA : Turkish Turkish

postalanmak eylemi

POSTALANMAK : Turkish Turkish

postalamak eylemi yapılmak