Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PUSLU : Turkish Turkish

üzerinde pus bulunan

PUSMA : Turkish Turkish

pusmak eylemi

PUSMAK, -AR : Turkish Turkish

sinmek

PUSMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyi kendine siper edip saklanmak

PUSMAK, -AR : Turkish Turkish

ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak

PUŞT : Turkish Turkish

eşcinsel erkeklerin cinsel zevklerine hizmet eden sapık erkek çocuk

PUŞT : Turkish Turkish

ağır ve kaba sövgü sözü

PUŞTLUK : Turkish Turkish

puşt olma durumu

PUSU : Turkish Turkish

irine saldırmak için saklanarak beklenen yer

PUSU : Turkish Turkish

irine saldırmak için hazırlanma durumu

PUSU KURMAK : Turkish Turkish

irine saldırmak için hazır durumda bulunmak

PUSUCU : Turkish Turkish

irine saldırmak için saklanarak bekleyen kimse

PUSULA : Turkish Turkish

üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön saptamak için kullanılan kadranlı aygıt

PUSULA : Turkish Turkish

küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, °tezkere

PUSULA : Turkish Turkish

üzerinde alacak hesabı yazılmış kâğıt

PUSULAYI ŞAŞIRMAK : Turkish Turkish

güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilememek

PUSULAYI ŞAŞIRMAK : Turkish Turkish

doğru tutum ve davranıştan ayrılmak

PÜSÜR : Turkish Turkish

irşeyin can sıkıcı, karışık ayrıntısı ya da pürüzü

PÜSÜR : Turkish Turkish

can sıkıcı, istenmeyen kimse

PÜSÜR : Turkish Turkish

tembel, kalpazan

PÜSÜR : Turkish Turkish

(ıp, saç vb. için) karışık, dolaşık

PÜSÜR : Turkish Turkish

(ış için) karışık, kusurlu

PÜSÜRLÜ : Turkish Turkish

püsürü olan, pürüzlü

PÜSÜRSÜZ : Turkish Turkish

püsürü olmayan, pürüzsüz

PUSUYA YATMAK : Turkish Turkish

pusuda beklemek