Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PÜRÇEKLENMEK : Turkish Turkish

pürçekli duruma gelmek, püsküllenmek

PÜRÇEKLİ : Turkish Turkish

pürçeği olan

PÜRÇÜK : Turkish Turkish

pürçek

PÜRÇÜKLÜ : Turkish Turkish

havuç

PÜRE : Turkish Turkish

sebze ya da eti ezerek ya da süzgeçten geçirerek elde edilen ezme

PÜREN : Turkish Turkish

süpürgeotu

PÜRMÜS : Turkish Turkish

enzin ya da gazla çalışan büyük parça metalleri lehimlemede kullanılan aygıt

PURO : Turkish Turkish

yaprak tütünle yapılmış kalın ve uzun sigara

PÜRTÜK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyin üzerindeki çıkıntı biçiminde küçük kabarcık, çıkıntı

PÜRTÜKLENME : Turkish Turkish

pürtüklenmek eylemi

PÜRTÜKLENMEK : Turkish Turkish

herhangi bir şeyin üzerinde pürtükler oluşmak

PÜRTÜKLÜ : Turkish Turkish

pürtükleri olan

PÜRÜZ : Turkish Turkish

ir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik ya da kusur

PÜRÜZ : Turkish Turkish

engel, güçlük

PÜRÜZALIR : Turkish Turkish

ir borunun ağzına biçim vermek, genişletmek ya da çapaklarını, pürüzlerini almak için kullanılan, çevresinde kesici yüzü bulunan aygıt, °rayba

PÜRÜZLEME : Turkish Turkish

pürüzlü duruma getirme

PÜRÜZLEMEK : Turkish Turkish

ir yapıda sıva katmanlarının daha kolay tutmasını sağlamak amacıyla duvarı pürüzlü duruma getirmek

PÜRÜZLENME : Turkish Turkish

pürüzlenmek eylemi

PÜRÜZLENMEK : Turkish Turkish

pürüz oluşmak, pürüzlü duruma gelmek

PÜRÜZLENMEK : Turkish Turkish

(ses) boğuk ve bozuk çıkmak

PÜRÜZLENMEK : Turkish Turkish

karışık ve güç bir duruma gelmek

PÜRÜZLÜ : Turkish Turkish

pürüzü olan

PÜRÜZLÜ : Turkish Turkish

oğuk ve bozuk (ses)

PÜRÜZLÜ : Turkish Turkish

karışık, güç (durum, iş)

PÜRÜZLÜLÜK : Turkish Turkish

pürüzlü olma durumu