Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PÜRÜZLÜLÜKÖLÇER : Turkish Turkish

ir yüzeyin pürüzlülüğünü bir yoklayıcı aracılığıyla incelemeyi sağlayan aygıt

PÜRÜZSÜZ : Turkish Turkish

pürüzü olmayan

PÜRÜZSÜZLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

herhangi bir yüzeyi, cildi pürüzsüz duruma getirmek

PÜRÜZSÜZLÜK : Turkish Turkish

pürüzsüz olma durumu

PUS : Turkish Turkish

görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis

PUS : Turkish Turkish

kimi meyvelerin üzerinde oluşan, zamk ya da sakıza benzeyen madde

PUS : Turkish Turkish

yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek ya da kurt yuvası

PUS : Turkish Turkish

ağaçların kütük ve dallarındaki yosun

PUS : Turkish Turkish

kimi zaman meme başında oluşan kabuk

PUS : Turkish Turkish

parmak3, inç

PUSARIK : Turkish Turkish

puslu, puslanmış, sisli

PUSARIK : Turkish Turkish

iigım, yalgın, °serap

PUSARMA : Turkish Turkish

pusarmak eylemi

PUSARMAK : Turkish Turkish

puslu duruma gelmek, sislenmek

PUSAT, -TI : Turkish Turkish

araç

PUSAT, -TI : Turkish Turkish

silah, zırh gibi savaş aracı

PUSATÇI : Turkish Turkish

ortaoyununda şakşak ve tahta kılıç gibi pusatlar kullanan oyuncu

PUSATLANDIRMAK : Turkish Turkish

pusatlanmasını sağlamak, °teçhiz etmek

PUSATLANMAK : Turkish Turkish

gereken araç ya da silahları edinmek

PUSATLI : Turkish Turkish

pusatı olan

PUSATLI : Turkish Turkish

zırh giymiş

PUSET : Turkish Turkish

elle sürülen, hafif, küçük çocuk arabası

PÜSKÜL : Turkish Turkish

ir ucundan kimi şeylere süs olarak takılan, diğer ucu serbest saçak biçimindeki iplik demeti

PÜSKÜLKUYRUKLULAR : Turkish Turkish

vücutları iki, üç tüysü uzantıyla sonuçlanan, kanatsız, ince, yumuşak, en bilinen türü gümüşçün olan böcekler takımı

PÜSKÜLLÜ : Turkish Turkish

püskülü olan, püskül takılmış olan